Günümüzün büyük Bulgar ressamlarından Emil Stoyçev, Ulusal Güzel Sanatlar Galerisi’nde büyük bir sergisiyle karşımıza çıkıyor. Vesile, ressamın yaklaşan 80’inci doğum yıldönümüdür. Eski bir kilise ressamları ailesinin evladı olan Emil Stoyçev’in akademik öğrenimi olmamasına rağmen kendisi 2010 yılında Milli Resim Akademisi’nin fahri doktoru unvanına layık görüldü. Kendisi birçok itibarlı ödüle de sahip oldu.
Ülkemizdeki demokratik değişimlerden sonra Emil Stoyçev Fransa’ya yerleşti. 1993 yılında Paris Büyük Kent Belediyesi ‘Bagatel’ sarayında büyük bir sergisini düzenledi. Ressamın ülkemizde ve dünyanın çeşitli yerlerinde onlarca sergisi düzenlenmiştir. Şimdiki Sofya sergisinde 118 eseri yer alıyor.
Sanat eleştirmeni Diana Draganova-Ştir onun hakkında ‘Böylesi bir ressamın tablolarını dizmek insana gerçek zevk veriyor’ diyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:
‘Emil Stoyçev geçen yüzyılın 50’li ve 60’lı yıllarından olan en erken tablolarından alın da en yeni tuvallerine kadar bu sergide yaratıcılığını retrospektif bir biçimde gösteriyor. Son yapıtı 2015’te sehpadan indirilmiştir. Ekspozisyonun ağırlıklı bir yanı ‘Karanlık canavar doğurur’ konusudur. Sergisine ayrılan salonlardan biri bu konuyu canlandıran eserleri içine alıyor.’
‘Karanlık canavar doğurur’ başlığının altında neler gizlenir acaba?
Sanat eleştirmeni Diana Draganova-Ştir cevaben şunları belirtti:‘Aynı soruyu Sn. Stoyçev’e sordum. Neden karanlık canavarlar doğurur? Çünkü son yıllarda biz kendimizi daha büyük bir maneviyatsızlık ortamında hissediyoruz. Ressam buna vurgu yapmaya çalışıyor. Kanımca bu konudaki tabloları serginin en etkileyici eserleridir.’
Ressam tablolarında neler ifade ediyor, neye önem veriyor acaba?
‘Tabloları farklıdır. Sergiyi ziyaret eden herkes Emil Stoyçev’in 50’li, 60’lı, 80’li yıllarda, bugün nasıl resmettiğini anlayacak. Kendisi, metaforik bir dille, bilinçaltısı ile çalışan ve duyularını kullanan bir ressamdır. ‘
Emil Stoyçev’in yerel ve dünya sanatçıları arasındaki yeri nedir?
‘Ben ilk önce ilginç özgeçmişine vurgu yapmak istiyorum. 90’lı yılların başlarından itibaren Emil Stoyçev Paris’te oturuyor ama aynı zamanda Sofya’da da yaşıyor. Zamanının büyük bir bölümü Fransız başkentinde geçiyor ve bu kuşkusuz yaratıcılığına ve dünya görüşüne yansıyor.
Resim sanatı ne derecede yeteneğine, ne derecede de karakterine bağlıdır?
‘Her sanat ilk önce bir yeteneğin meyvesidir ancak bir ressamın görüşlerini savunması, plastik arayışlarını gerçekleştirmesi için karakteri yoksa sahip olduğu gücü ve yeteneği sergileyemez. Ressam Emil Stoyçev ile ortak çalışmalarım bana zevk verdi. Mükemmel sanat uslûbü ve davranışı olan, sanat ve insanlara yüksek gerekimleri olan bir yaratıcıdır. ‘
Ressam Emil Stoyçev’in retrospektif sergisini Ganiela Angelova’nın onunla çektiği belgesel de tamamlıyor. Ziyaretçiler böylece kişiliği ve sanat yolu ile yakından tanışabilirler.
Çeviri: Neli Dimitrova
Sergi fotoğrafları: Veneta PavlovaSofya’da “Sistematik hata 2052” başlıklı piyes, 60’lı yıllarda oyuncuların gazete makaleleri kullandığı sözümona “gazete tiyatrosu” yazan Brezilyalı yönetmen Augusto Boal’ın “Forum- tiyatrosundan” esinlenen oyun olarak sanatseverlerle buluşacak...
“Hayal benim kan dolaşım sistemimdir” adlı unutulmaz sergi Sofya Şehir Sanat Galerisinde 90. yıldönümüne ressam Emil Stoyçev’in eserlerini sunuyor. Son 30 yılını Paris ile Sofya arasında geçiren sanatçı, her iki şehirde de resim çizmeye..
7- 14 Mart tarihlerinde Sofya Vivacom Arthall sanat galerisinde Ardan Özmenoğlu’nun “İlklerin İzinde” isimli solo sergisi gerçekleştirilecek . Başkentteki ilk solo sergisinde sanat severlerle buluşacak olan Özmenoğlu, tarih boyunca pek çok..