Her bir manastırın kuruluş yeri bir rastlantı değildir, aynen Çiprovtsi manastırı olduğu gibi. Koca Balkan eteklerinde 10.asırda kurulurken Montana şehrinden 22 kilometre mesafede bulunur. Manastır, zengin tarihe sahiptir. Osmanlı hakimiyeti yıllarında önemli rol oynamıştır. Şu anda faal bir erkek manastırıdır, çok iyi korunmuş olmakla birlikte Kültür Anıtı ilan edilmiştir.
Çiprovtsi manastırında görev yapan Arhimandrit Antim “Genel olarak, Bulgaristan topraklarının Osmanlı hakimiyeti altında olduğu dönemlerden bu yana Çiprovtsi manastırı hep bir dini ve kültür merkezi olmuştur. “Bulgaristan’ın 100 Ulusal Turistik Yeri “ listesinde yer alıyor. Her yıl olduğu gibi 19 Ekim Çiprovtsi manastırınin Yortusudur, yani ismini taşıdığı Aziz İvan Rilski Yortusudur o gün. Bu yıl yortuyu daha büyük bir coşkuyla kutluyacağız. Her yıl olduğu gibi bu yıl da birçok inanan vatandaş akın edecek. Manastır, dağın güzel bir mevkiinde bulunuyor ve buraya gelen ziyaretçiler doğanın bu güzel yerine de bayılıyorlar. Manastırın Hıristiyanların uğrak yeri olmasının başka bir nedeni de, Aziz İvan Rilski’den emanetlerinden bir parçanın burada bulunması. Her gün insanlar buraya gelip dua ediyor ve sağlık, umut diliyorlar. Bulgaristan’ın dört bir ucundan olduğu gibi Çiprovtsi, Montana ve çevre köy ve şehirlerden geliyorlar. Beraber bu yortuyu kutluyoruz, çünkü bilindiği gibi Aziz İvan Rilski Bulgarların koruyucusudur.”
Arhimandrit Antim’e göre, Çiprovtsi manastırına gelen herkes hem doğanın güzelliğini doya doya seyredebilir, minber önünde dua edebilir, ki söz konusu minber, otantik bir şekilde korunmuş ve restore edilmiştir. İnanç turizmi, son yıllarda Bulgaristan’da büyük rağbet görüyor.
Çiprovtsi manastırını Arhimandrit Antim anlatmaya devam ediyor:
“Bizim manastıra çok farklı insanlar geliyor. Fakat her biri burasının sadece bir turistik yeri olmadığını biliyorlar. Çiprovtsi manastırının ruhun şifa bulduğu bir ibadet yeridir, bir kutsal yer olduğunu çok iyi biliyorlar. Turistler buraya gelince bağışta da bulunuyorlar. Bu şekilde bağışlar sayesinde bu kutsal yer yenileniyor ve ayakta kalabiliyor. Yaz aylarında tursitlerin akınına uğruyoruz, yanına çadırını almış, karavanaya binmiş ve buraya geliyorlar. Gelince, manastır duvarlarının dışındaki mevkiide çadırını yaymak için izin istiyorlar. Her biri manastıra büyük bir saygı sergiliyor.”Çeviri: Şevkiye Çakır
Fotoğraflar:bg.wikipedia.org, bulgariatravel.org, pravoslavieto.com
XIX. yüzyılda ulusal devrimin ideologu ve organizatörü olan Vasil Levski’nin doğduğu ev, geçmişte de günümüzde de ülkemizde en çok ziyaretçi çeken anıt müzelerinden biridir. Özgürlük Havarisi Levski’nin Karlovo şehrinde bulunan evi, XVIII. yüzyılın..
Bulgaristan’ın Kuzeybatısında eşine rastlanmadık bir manzara çıkıyor önümüze. Bunlar Belogradçik kayaları, her insanda doğanın yüceliğine saygısını artıran bir manzara. Bölgede hem kayalar hem mağaralar var. En ünlüsü Magurata. Mağaranın devasa..
“Armira” adlı antik villa, Bulgar topraklarında şimdiye kadar bulunan en zengin eski Roma sarayı olma özelliğini taşıyor. Özel konak olarak MS 1. asırda inşa edilen yapı, ünlü bir Trak zenginin eviymiş. Şimdi ise Roma dönemi taşra mimari ve sanat..