Polis görevlileri tarafından Pazar günü ulusal çapta düzenlenen protesto, yeni gösteri tarihinin Perşembe günü olarak belirlenmesiyle sona erdi. İçişleri Bakanı Rumyana Bıçvarova’nın hükümetin içişleri ve savunma bakanlıklarında reform önerilerinin geri çektiği yönündeki açıklaması üzerine göstericiler ve hükümet arasında kafa kafaya çarpışma önlendiyse de protesto eylemcileri zafer elde etmedi ve aradaki gerginlik sürüyor.

Polis görevlilerinin sendika örgütleri, içişleri bakanının istifa etmesinin talep edilmediğini ve asıl sorunun bakanın şahsında değil yönetim modelinde olduğunu ileri sürüyorlar. Buna rağmen Pazar günü Parlamento’nun önünde istifa talep eden seslerin de duyulması, protestonun çevrelerinde ciddi görüş farklılıklarının olduğunu ortaya koyuyor.

Pazar günü Parlamento’nun önünde savunma bakanlığının görevlileri yoktu, savunma bakanı “provokasyonlara” uymayanlara teşekkür etti. Polis ve Ordunun reform niyetleri karşısındaki tepkilerinin çok farklı olduğu ortadadır, dolayısıyla artık “Güvenlik sektöründe” protesto değil, poliste protesto söz konusudur.

Perşembe günü Devlet Bütçesi Tasarısının birinci okumada görüşülmeye başlayıncaya kadar polis sendikaları ve parlameter güçlerle müzakerelerini sürdürecek. Protesto eylemi yapan polis görevlilerine sosyal kazanımların korunması, ancak görevini gereği gibi yerine getirmeyen görevlilerin bu kazanımlardan yoksun edilmesi önerisi sunulabilir. ABD’de uygulanan bu model, bugünlerde eski Başbakan İvan Kostov tarafından hatırlatıldı. Bu fikir, polis protestorıyla dayanışma içinde olmayan toplumumuzun büyük bir bölümü tarafından destek alabilir. Bu arada hükümetin toplumun protestolara sıcak bakmamasından mümkün mertebe yararlanmaya çalışacağı kesindir.

Çeviri: Tanya Blagova