Pazar günü Barselona’da Katalonya özerk bölgesinin bölünmesine karşı geniş katılımlı protesto yürüyüşü yapıldı. Bundan önce ise Başbakan Mariano Rajoy, Madrid’deki merkezi yönetimin Katalonya yönetimleri tarafından tek taraflı olarak yapılan bağımsızlık ilanının gerçek olmasına müsaade etmeyeceği açıklamasında bulundu. Katalonya’da bağımsızlık referandumunun yapıldığı ayın başından bu yana ulusal polisin dört bin görevlisi bu eyalette yoğunlaştırıldı.
Bu problemle ilgili dünyadan gelen tepkiler ise temkinli olup daha çok bekleme tutumunun takınıldığını ortaya koyuyor. Futbolcu Hristo Stoiçkov’un Madrid’in sert tutumu ile ilgili bulunduğu eleştirici yorumun Dışişleri Bakanlığının görüşünü yansıtıp yansıtmadığını açıklamasına ilişkin yapılan ısrarların ardından Bakanlığın bulunduğu açıklamayı saymazsak şu ana kadar konu ile ilgili resmi açıklamanın yapılmadığına göre Bulgaristan’ın tutumu da aynı. Stoiçkov, Bulgaristan’ın Barselona Fahri Konsolosu olduğu için Dışişleri Bakanlığının yorumdan kaçınması zaten mümkün değildi, dolayısıyla yapılan açıklamada söz konusu yorumun şahsi nitelikli olduğu belirtildi ve bakanlığın tutumu şöyle bildirildi: “Bulgaristan, İspanya’nın Anayasal düzeni ve birliğine ve Avrupa Birliği üyesi her devlet için esas değerler olan yasanın üstünlüğü ve hukuk devleti ilkelerine itibar edilmesine saygı duyuyor”. Bakanlık ayrıca Katalonya’da gerginliğin artmasından dolayı endişe duyulduğunu ifade ederek bu gerginliğin siyasi diyalog yolu ile ve İspanya Krallığı’nın mevzuatına uygun şekilde giderilmesine çağırdı.
Bazı siyasetçiler ise gayri resmi açıklamalarda bulundu. AP üyesi Angel Djambazki örneğin Anayasamızda Bulgaristan Cumhuriyeti’nin yerel özyönetimin olduğu ve toprak özerkliğinin oluşmasına müsaade edilmeyen tek bir devlet olduğunun açıkça yazıldığı için “Katalonya” senaryosunun Bulgaristan’da mümkün olmadığı yorumunda bulundu. Djambazki aynı zamanda “Katalonya” sorununun sırf İspaya problemi değil, Avrupa problemi olduğuna da dikkat çekti.
Bu sonuncusu doğru ise eğer “Katalonya” olayı Bulgaristan’da gerçekleşmesi mümkün olmasa bile Avrupa Birliği’nin bütünlüğü ile ilgili soru işareti getirdiği için ülkemizi ilgilendiriyor. Dünyanın her yerinde devlet oluşumlarının bütünlüğünün zedelenmesi bir kerelik değil, uzun süreli, son derece ciddi ve acılıbir süreç olup etraftaki bölgeleri de etkiliyor. Yugoslavya’nın dağılmasının anısı hala tazedir. Neticesinde Avrupa’nın haritasında Hırvatistan, Slovenya, Makedonya, Karadağ, Bosna Hersek ve Sırbistan belirdi. Her ne kadar hukuki açıdan Yugoslavya Federasyonu altı cumhuriyetten her birinin çıkmasına izin veriyorduysa dabu yeni devletler, bağımsızlığını ağır çatışmalar ve savaşlarla elde ettiler. Bağımsızlığına kavuşsa da Makedonya’nın uluslararası çapta tanınan bir ismi yok hala, Bosna Hersek ise uluslararası himaye altında olmaya devam ediyor. Uzun zaman uluslararası himayede kaldıktan sonra Kosova artık bağımsız bir devlet olsa da bütün dünyada tanınmış değildir ve “Katalonya” olayı ile ilgili olarak Belgrad, Avrupa Birliği’ni şimdi Kosova’nın bağımsızlığı ile ilgili uygulanan standarttan farklı bir standart uygulamakla eleştirmeye başladı.
Ülkemizin kamu alanında Katalonya’da olup bitenlerin endişeleri artıran diğer bir boyutu da var. Resmi olmayan verilere göre günümüzde dost ülke olan İspanya’da 300 bin kadar Bulgar vatandaşı yaşıyor. Onların bir bölümü Katalonya’da bulunuyor. İspanya’daki Bulgarlar’ın ülkedeki durumdan etkilenmemeleri mümkün değil. Bu yüzden sadece siyasetçiler değil, Bulgaristan’ın bütün vatandaşları soruna çözüm getirilmesini bekliyorlar.
Çeviri:Tanya Blagova
Yunanistan 2030 yılına kadar ordusunu modernize etmeyi planlıyor Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias, Silahlı Kuvvetlerinin yeniden yapılandırılmasına ilişkin planını parlamentodaki partilere sundu. Öngörülen değişiklikler ordunun üç..
Üç yılda yedinci kez Bulgaristan vatandaşları milletvekili seçimini yaptıktan sonra, seçim neticeleri bazı kulis arkası oyunları da su yüzüne çıkardı. Kesin oy sayımında %4 olan barajı aşmak için %0.01 oyu yetmeyen “Veliçie” partisinin..
27 Ekim’de düzenlenen erken genel seçimlerinde oy kullanan seçmenler daha da renkli bir parlamentonun hatlarını çizdi. İlk tahminler 9 partili bir Halk Meclisi yönündeydi, ancak Merkez Seçim Komisyonu(MSK)’nun sandık kurulu protokollerinin yüzde 100’nün..