Tevhidî Allah inancı, O'nun zâtının tekliği ve eşsizliği ile birlikte sıfat ve fiillerinin eşsizliğine inanmayı gerektirmektedir. Yani Allah varlık olarak tek olmakla birlikte sahip olduğu özellikleri ve yaptığı işlerin mahiyeti itibarıyla da eşsizdir. Bazı sıfat ve fiillerini insanlara ve diğer varlıklara da izafe edilebilirse bile özellik ve içerik bakımından bunlar farklıdır, çünkü Allah yarattıklarına benzemez.
İslâm inancı ve bu bağlamda İslâm'ın Allah inancı kalp ile tasdik, kalptekini dil ile ikrar ve bunu amele dökmek gibi üç boyuta sahiptir. Bu hususu Peygamber Efendimiz şu sözleriyle çok veciz bir şekilde ifade etmiştir: "İman yetmiş küsur şubeden oluşur. Bunların en üstteki şubesi "Allah'tan başka ilâh yoktur" sözüne inanıp söylemektir. En aşağısı ise yoldan zarar verici şeyleri defetmektir. Utanma/hayâ duygusu da imanın şubelerindendir."
İslâm dini yeryüzüne çöken karanlığı yarıp insanlığa muhtaç olduğu aydınlığı göndermediği dönemde dünyaya gelerek melekleri ve insanları sevindiren nurlu yetim Hazreti Muhammed (s.a.s.), önce babadan, sonra da anadan yetim kalınca dedesinin himayesinde..
İslâm dini, her insanı belirli hak ve sorumluluklar taşıyan bir şahsiyet olarak kabul eder. Her şeyin sahibi olan ve Mâlikü’l-mülk ismini taşıyan bütün mülkün mutlak sahibi Cenâb-ı Allah, mahlûktın en şereflisi olarak yarattığı insana mülkü üzerinde..
Cuma öğleden sonra dini konulardaki sohbetimizde Vedat Ahmet ile birliktesiniz.
İslâm dini yeryüzüne çöken karanlığı yarıp insanlığa muhtaç olduğu aydınlığı göndermediği dönemde dünyaya gelerek melekleri ve insanları sevindiren nurlu..