Üç Bulgar usta tarafından 19.yüzyılın başlarında Aguş Ağa ve üç oğlu için inşa edilen konağın ilk bölümü 1825 yılında, ikinci bölümü ise 1843 yılında tamamlanıyor. Binaların birinin önünde bulunan taş levha üzerindeki yazı buna işaret ediyor.
Aguş sülalesinden altı nesil, 1949 yılına kadar bu konakta yaşamış, daha sonra tüm aile, Elena ve Ruse Bölgesine sürgüne gönderilmiş. 2000 yılından sonra Bulgaristan devleti, konağı Aguş Ağa’nın torunu Salih Ağa’ya iade ediyor. Daha sonra konak, ulusal önem taşıyan eser olarak ilan ediliyor ve restore edildikten sonra etnografya müzesi oluyor.
Rehber Eli Andreeva, konukları konağın büyük kapılarının önünde karşılıyor:
"Aguş konağı, birkaç binadan ibaret olan bir komplekstir. Kopleks, ailenin yaşadığı iki bina ve ayrıca da ırgatların kaldığı binalardan ibaret. Konak, her birinin ayrı pınarı olan üç bahçeye sahip. Aguş konağının toplam büyüklüğü 3266 metre karedir. Binanın 221 tane penceresi ve 86 kapısı var ve her biri orijinal, hatta bazı kapılarının kilitlerri hala çalışıyor. Her odada ocak olduğu için konağın 24 bacası var.
Aguş ağanın ailesinden hayli fazla okumuş kişiler çıkmıi, ticaret yapmak nedeniyle çok fazla seyahat ettikleri için aileden yabancı diller bilenler de çok olmuş. Aile, 12 bin koyuna sahiptir, koyunlar yaz aylarında Rodoplar'daki meralarda, kış aylarında ise Ege Denizi bölgelesinde otluyordu, ki bu da, Bulgaristan’ın bu bölgesine özgü birşey.”
Evler ve bahçeler, Rodoplar'ın olağanüstü doğasıyla tam bir uyum içersinde. Eşi benzeri güzel Aguş Konağı yüzü doğuya, güneşin doğduğu yöne ve güneye bakıyor.
Büyük odalar ve geniş koridorlardan ibaret olan geniş alanlar, Etnografya kopmleksine özgüdür. Eli Andreeva, bizi önce alt kattaki ilk odaya davet ediyor. Burası birkaç odaya girişi sağlayan geniş bir alandır:
"Odalardan iki tanesi bodrumdur. Burada derin bir çukura olgunlaşmak amacıyla koyun peyniri konuyordu, diğerinde ise tereyağ ve sütler muhafaza ediliyordu. Hayli geniş olan taş duvarlar, burada sıcaklığın hep düşük olmasını sağlıyordu, tek sözle burası ailenin bir nevi buzdolabı sayılır.
Aile, evin ikinci katında yaşıyordu,. Buradaki odalar çok küçük farkla ayni tiptendir. Her odada ocak ve musandra, yani yüklük bulunuyor. Her odanın da hamamı mevcut. Bazı odalarda içerde tuvaleti de var, ki zamanında bu bir nevi lüks sayılırdı.
Konağın üçüncü katında aile, gelen misafirleri ve tüccarları ağırlıyordu. Bu katta, çok özel misafirlerinin ağırlandığı bir oda bulunuyor. Burada ticari konular tartışılırken çok önemli kararlar alınıyordu. Burası Büyük Köşk olarak adlandırılıyor. İlginç olan da, her odanın gizli bir bölümünün olması, yani önemli konularaa yapılan görüşmeler gizlice dinleniyordu. Bu gizli bölüme giden kapı, ilk bakışta raftları olan bir dolabı andırıyor."
Konak, taş duvarda siperleri olan yuvarlak bir kule ile bitiyor ve en tepede küçük resimli bir odası var. Doğu duvarındaki kompozisyon, görülmeye değer. Büyüklüğünden dolayı Aguş Konağı, Balkan yarımadasında eşi benzeri olmayan Geç Ortraçağ Sarayı olarak tanımlanıyor.
Konak, yerli ve aynı zamanda Türk, Yunan, İngiliz, Alman ve İspanyol olmak üzere, yabancı turistleri için de ilginç bir turizm destinasyonu. Tek sözle, zamanınız varsa Rodopların bu güzel bölgesini ziyaret etmeden geçmeyin. Çok yakında ise Uhlovitsa mağarası, “Kaleto” Kalesi bulunuyor.
Fotoğraflar: Bojidar ÇolakovÇeviri: Şevkiye Çakır
“Nova” TV’ye konuşan Turizm Bakanı Evtim Miloshev , “Önümüzdeki kış sezonunda Bulgaristan'a 2 milyondan fazla yabancı turistin gelmesi bekleniyor” dedi. Bir günlük ve transit geçişler de dahil olmak üzere, toplam yabancı ziyaret sayısının..
Nikopol (bir zamanlar Niğbolu) kentini “Asırların şehri” olarak adlandırıyorlar. Roma İmperatoru Marc Avrelius döneminde 169. yılında, yani 2. yüzyılda ortaya çıkan kent, 629 yılında Bizans İmperatoru Nikifor 3. Foka tarafından ele geçiriliyor...
Doğu Rodoplar’ın büklümlerinde saklı olan Pçelarovo köyünde anlatılan rivayete göre eskiden bölgede bulunan asırlık meşe ormanları ve ceviz ağaçlarının kovuklarında yaban arıları kendilerine yuva yaparmış. Köyün adından da anlaşılacağı üzere..