Beste Berber 14 yaşında, Kırcali "Otets Paisiy" Lisesi'nde 8G sınıf öğrencisi. Resim çizmeyi, doğayı ve masalları çok seviyor.
Resim çizmeye 6 yaşında başladığını söyledi ve şöyle devam etti:
“Her şey ana okula giderken çizdiğim bir salyangoz ile başladı. Renkli bir salyangoz çizmiştim, bunda ne gördüler bilmiyorum ama, ardından ailem bende yetenek olduğunu fark etti ve beni Kırcali’deki Resim okuluna kaydettiler. Resim derslerine hala devam ediyorum.”
Peki resim derslerinde neler yapıyorsunuz? diye sorduğumda Beste Berber şunları anlattı:
“Boş zamanlarımızı Resim okulunda değerlendiriyoruz. Öğretmenimiz Sevinç Eminova rehberliğinde farklı konularda resimler çiziyoruz. Farklı yarışmalara, projelere, plein air – açık hava ressamlığı çalışmalarına katılıyoruz.”
Yazar Margarita Pavlova’nın yeni kitabı “Vılşebstvoto na snejinkite”- “Kar taneciklerinin büyüsü”nde yer alan resimleri çizen de Beste Berber.
Beste Berber, kitabının resimlerini çizdiği Margarita Pavlova ile çalışmaları hakkında şunları söyledi:
“Margarita Pavlova ile 2015 yılından beri tanışıyoruz. O zaman bana yazdığı masallar üzerine resimler çizmemi rica etmişti. Ve bu yıl da “Kar taneciklerinin büyüsü” kitabı üzerinde tekrar beraber çalıştık. Kitapta kar taneciklerinin nasıl oluştuğu ve daha birçok ilginç hikaye anlatılıyor.
Bu kitapta yer alan bütün masalları çok sevdim ve resimlerini çizerken çok keyif aldım. Masalları, büyülü şeyleri seviyorum. Ancak en çok mutlu sonu seviyorum. Neredeyse bütün masallar da mutlu sonla biter.”
Margarita Pavlova’nın 2015’te çıkan ve resimlerini yine Beste Berber’in çizdiği “Prikazki” - “Masallar” kitabı 2019’da Bulgarca’dan Türkçe’ye tercüme edilerek Türkiye’de de basıldı.
Aynı şekilde, geçen yıl Bulgaristan Kızılhaç Örgütü Kırcali gençlik kolları üyelerinin çıkarttığı “Annem, babam ve ben yardım etmeyi öğreniyoruz” isimli kitapçığın resimleri de Beste Berber’e ait.
Katıldığınız yarışmalar hakkında ne söylersiniz? diye sorduğumda şunu paylaştı: “Kendimi övmek istemem, ancak bu yarışmaları gerçekten çok seviyorum. “Rodopların büyülü dünyası” yarışması en sevdiğim yarışmaydı. Çok eğlenceliydi, biraz zor olsa dahi, bu tür yarışmalarda yer almak son derece keyifli oluyor.”
Genç ressam, katıldığı yarışmalarda yeni insanlarla tanıştığını, sanata yönelik farklı bakış açıları ile karşılaştığını anlattı bize. Hatta bu yarışmalarda güzel dostluklar bile doğuyor!
Beste Berber ile keyifli sohbetimize devam ederken sevdiği ressamlar ve çizim tekniklerini soruyorum kendisine ve şu cevabı alıyorum:
“Dali ve Picasso’yu çok seviyorum. Tekniklere gelince, suluboya ile resim çizmeyi çok seviyorum. Ancak yeni şeyler denemeyi de seviyorum. Örneğin pastel boya veya kuru pastel boya ile resim yapmak, tuval üzerine resim yapmak gibi farklı şeyler denemeyi seviyorum. Benim için tuval üzerine resim yapmak büyük bir adım. Bunu da çok seviyorum.“
Coronavirüs nedeniyle okullar uzaktan eğitime geçti, resim okulunda durum nedir? sorusu üzerine Beste Berber şunları paylaştı:
“Resim okulundaki derslerimiz de uzaktan internet üzerinden devam ediyorum. Öğretmenimiz bize ödevler, konular veriyor, tavsiyelerde bulunuyor ve biz de onlar üzerinde çalışıyoruz. Resimleri, projeleri tamamladıktan sonra fotoğrafını çekip öğretmenimize gönderiyoruz ve o da bunlar üzerinden değerlendirme yapıp not veriyor.”
Sanatla uğraşanlar çok hayalperest olur derler. Beste Berber’in hayalleri ne yönde? sorusu üzerine şu cevabı verdi genç kız:
“Gelecekte sanat alanında okuyup sanatla uğraşmayı hayal ediyorum. Hayallerin gerçek olabileceğine inanıyorum. Yeter ki insan sadece durup beklemesin, hayallerine kavuşmak için çaba sarf etsin.”
Genç ressam Beste Berber, son olarak yaşıtlarına şunları paylaşmak istedi:
“Neler başarabildiklerini gösterme cesaretinde bulunamayanlara, sevdikleri şeyler hakkında birilerinin onları kınamasından korkanlara şunu söylemek istiyorum: Neler yapabildiğinizden korkmayın, çünkü bu sizin bir parçanızdır, onu sevmeli ve onu bir şekilde göstermelisiniz! İster müzik yapmak olsun, ister resim çizmek veya yazmak… Ne olursa olsun, içinizde olanı göstermelisiniz!”
Fotoğraflar: özel arşiv
Roma’dan daha eski bir kent, bir dünya şehri düşünün. Medeniyetler beşiği ve antik dönemlerden günümüze kadar gelen bir kültür ocağı! Onun adı Plovdiv! Büyük İskender’in babası 2. Filip tarafından 2. asırda kurulan kente Filipopolis adı..
Kapya hasadı sezonunda Kirkovo’ya bağlı Çorbadjisysko ve etraf köylerinden biber üreticileri, mahsulu toplamak üzere tarlalara akın ediyorlar . Yaklaşık 200 dekar biberin yetiştirildiği bu bölge, Kirkovo Belediyesi’nde kapya üretiminde birinci..
Geleceği her ne kadar dizayn etmeye çalışırsak bazen hayatımızı asıl belirleyen şey, rastlantılar olur . Bir buraya bir oraya savrulup tesadüfler dizisi peşinde sürüklenen insanın kendini muhteşem bir masalın içinde bulması da ihtimaller dahilinde...
Yaşadığı yerin kültürel ve dini zenginliğini temsil eden, barış ve sevgi mesajlarını resim ve yazılarıyla duyuran bir kızla tanışacağız- Dilek Yüksel...