En basit ifadeyle söyleyecek olursak, güzel dinimiz İslâm hakkında temel bilgilerin öğretildiği yere Kur’ân kursu demekteyiz. Ülkemizde Kur’ân kursları ağırlıklı olarak öğrenciler yaz tatilinde iken yapıldığı için bu din eğitimi çalışmalarına yaz Kur’ân kursları deriz. Yıl boyu, özellikle hafta sonlarında yapılanlara da yıllık Kur’ân kursu adını vermekteyiz. Başmüftülüğün hazırladığı program esas alınarak 2020 yılında düzenlenen Kur’ân kursları, Müslüman çocukların yaşadığı 480 yerleşim yerinde 640 sınıf/grup halinde gerçekleşmiştir. Bu kurslara yaklaşık 9000 çocuk temel İslâmî bilgiler öğrenme imkânına kavuşmuştur. Müslüman azınlığın kimliği ile ilgili diğer çalışmaları göz önünde bulundurduğumuzda Kur’ân kurslarının son derece önemli olduğu anlaşılmaktadır.
Cennete girmenin ilk şartı iman, arkası ibadet, ondan sonrası da ahlâk; bunların ön şartı ise bilgi... Geniş kitlelerin bu bilgiyi doğru dürüst bir şekilde Kur’ân kursu dışında öğrenmek için ne kadar imkânı var?..
Kur’ân, kendisini okuyana mahşer gününde şefaat edecektir. Kur’ân’dan bir harf okuyana Allah on sevap yazıyor. 325 bin harften oluşan Kur’ân-ı Kerim’i bir kere okuyanın sevabı demek 3 milyondan fazla oluyor. Cennete götüren ciddî bir adım bu!
Ama sadece okuyana mı sevap var? Hayır... Okutana da var. Müjdeyi veren ise Peygamber Efendimiz: “Sizin en hayırlınız Kur’ân okuyan ve öğretendir.” diyor Kur’ân vahyinin ilk muhatabı.
Sadece bu kadar mı? Değil... Çocuğunun Kur’ân’ı öğrenmesini sağlayan ana-babaya da büyük bir müjde var... Yine Peygamberimize kulak verelim: “Çocuğuna Kur’ân okumayı öğreten ana-babanın başına cennette taç konacaktır.” Hem cennet, hem eşsiz bir taç... Ne mutlu okuyanlara, okutanlara, okumayı teşvik edenlere...
Sadece bu kadar da değil... Kur’ân kurslarının düzenlenmesine maddî ve manevî olarak katkısı geçen herkese de sevap var, hem de arkası kesilmeyen türünden. Kur’ân kursuna tahta aldık, ona yazıldıkça sevap kazanıyoruz... Ondan bir harf öğrenen o harfi telaffuz ettikçe bize de sevap yazılıyor...
İşte bütün bunlardan dolayı Kur’ân kursu cennete yolcu taşıyor diye düşünüyorum...
Rupite köyü yakınlarındaki Heraclea Sintica antik kentinin batı nekropolünde sürdürülen kazılarda mezar taşı üzerinde ince işçiliği ile dikkat çeken mermer bir yüz bulundu. Keşif, MS 1.-2. yüzyılda yağmalanmış olduğu tahmin edilen bir mezarda..
Deliorman’da “Bırak şu nekesi...” dediklerini bazı büyüklerimizden duyardım. Bu ifadenin ne demek olduğunu tam anlamadığım hâşde olumsuz bir anlam taşıdığını fark etmiştim. Aslında “nekes”in Farsçadaki “nâ-kes” kelimesinden geldiğini ve harfıyen tercüme..
Muharrem ayını genelde Aşure Günü veya aşure yemeği ile özdeşleştiririz. Oysa Muharrem ayı sadece Aşure değil, Aşure ise sadece bir yemek değil... Mâh-ı Muharrem geldi mi bir taraftan Müslümanlar mâtem havasına girer. Çünkü Muharrem ayı Kerbelâ’da..