Yana Skalkina’ya sık sık Bulgaristan ile bağlantısı sorulur ve bu aslında hiç te şaşılacak bir soru değil, çünkü Bulgarca diline hakimiyeti, imrenilecek kadar yüksek. Yetenekli genç çevirmenin Bulgar kökenleri yok. Yana, Bulgaristan’a ve Bulgarcaya ilgisinin tesadüfen ortaya çıktığını paylaştı ve devamında şunları söyledi:
"M.V. Lomonosov” Moskova Devlet Üniversitesinde Slav Filolojisi Bölümünde eğitim almak istiyordum, ancak tam o sırada Bulgarca Dili sınıfı oluşturuldu. Babam Ukraynalı ama tüm hayatı boyunca Rusya’da yaşadı. Annem ise Rus. Bu yüzden beni Bulgaristan’a bağlayan hiçbir şey yok. Belki de bu bir tesadüf veya beklemediğin anda başına gelen ve kaçışı olmayan bir kaderdir."
2008 yılında “Bulgar Dili ve Slav Edebiyatı Öğretmeni” Bölümünden başarı ile mezun olan Yana Skalkina, mesleki olarak kendini geliştirmeye devam ediyor. Bulgar kültürünü, geleneklerini, göreneklerini ve Bulgarcayı daha yaygın hale getirmek için iş hayatında kullanılan profesyonel “İş Bulgarcası”, “Bulgaristan Tarihi ve Kültürü” gibi kursları yönetiyor ve aynı zamanda sosyal ağlarda benzer konuları içeren kanalları da mevcut. Özellikle Youtube’ta Yana’nın Bulgarca dersleri büyük ilgi görüyor.
İnsanların Bulgarca öğrenmeye başlamalarının farklı nedenleri oluyor ve Yana’nın mükemmel eğitiminden yararlanan sadece Bulgaristan’da üniversite öğrencisi olmak isteyenler değil.
"Genelde Bulgarca’yı Bulgaristan’a taşınanlar veya Bulgaristan vatandaşı ile evlenen ve buradaki hayata bir şekilde uyum sağlamaya çalışan kızlar oluyor. Birçok insan sadece dile ilgi göstermiyor, aynı zamanda kültürle ilgileniyor, kitap ve gezilip görülecek yer tavsiyelerinde bulunmamı da istiyorlar. Bulgarlar, Bulgarca konuşan insanlara her zaman daha özel şekilde davranıyor ve bu herkes için çok güzel bir duygu."
Yana Skalkina Bulgaristan’a ilk defa 2005 yılında, Veliko Tırnovo Üniversitesi’nin düzenlediği Bulgaristan Çalışmaları Yaz Okulu programı kapsamında geldi. Burada üç hafta geçirdikten sonra Bulgaristan’a aşık oldu.
"Dili öğrendik, görülmeye değer güzel yerleri gezdik, halayı öğrendik, iletişim kurduk. Bulgaristan’a her gelişimde mutlu oluyorum, çünkü yabancı bir ülkede değil de kendimi evimde hissediyorum. Bulgarlar çok sıcak kanlı ve neşeli insanlar. Veliko Tırnovo’da evlerin kırmızı çatılarını, yeşilliğin içine gömülmüş şehri ve tepelerin arasından kıvrılan Yantra nehrini çok sevdim. Kendimi peri masalında hissettim.”
Şu anda Yana, ünlü yazar Zdravka Evtimova’nın kısa öykülerini tercüme etme projesi çerçevesinde, Sofya’daki Edebiyat ve Tercümei Evi’nin misafiri olarak Bulgaristan’da buluyor.
Yana çevirileri hakkında şunları paylaştı: "Her şeyi etkileyemiyorum, siyasi durumu etkileyemiyorum, Sovyetler Birliğinde olduğu gibi kurgu çevirileri yapamam, ancak kendi çapımda küçük adımlarla elimden gelenin en iyisini yapabilirim. Bulgarcayı ve Bulgar edebiyatını daha yaygın hale getirmek hedeflerimin arasında. Evet, bunlar benim küçük adımlarım, benim küçük misyonum ve ben elimden geleni yapıyorum."
Yana Skalkina, Bulgaristan harika Bulgarcası ile şunları diledi:
"Başınıza gelen her şeye rağmen, böyle güzel, neşeli olmaya devam edin ve umudunuzu asla kaybetmeyin!” dedi.
Fotoğraflar. özel arşiv
Çeviri: Bedriye Haliz
Hristo Yavaşev-Christo sergisine yapılan yeni bağış, “Kvadrat 500” adlı Ulusal Galerinin koleksiyonu tamamlıyor. 2012 yılında Vladimir Chimov ve eşi, o dönemde Ulusal Yabancı Sanat Galerisi adını taşıyan galeriye Hristo Yavaşev-Christo'nun Ulusal..
Yazar Anna Maleşkova, geçen yılın son günlerinde başkentin "Devlet Arşivleri"nde hemfikir insanlarla bir araya geldiği duygu dolu bir toplantıda 80. yıldönümünü kutladı. 1971 yılında anavatanın kendisine neler sunacağını görmek için doğduğu..
UNESCO’nun 2021 yılı “Yaşayan İnsan Hazinesi” ödülünü Saya adı verilen antik Küstendil halk kostümünün yapımıyla ilgili projesi sayesinde kazanan Madlen Bojilova Amin BNR’nin Blagoevgrad Radyosuna konuk oldu. Madlen bir süre önce yurt..