Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

"Kanal İstanbul" projesi ve Bulgaristan üzerindeki olası etkileri

Photo: EPA/BGNES

Bulgaristan’da seçim öncesi  vatansever oluşumlar, Türkiye’deki „Kanal İstanbul” inşaatının ülke üzerinde oluşacak etkilerle devletin ilgilenip ilgilenmediği sorusunu gündeme taşıdı. Bulgaristan sınırından 220 km uzaklıktaki kanal, İstanbul Boğaz’ına alternatif bir geçiş güzergahı olarak planlandı. Karadeniz’deki Karaburun’dan Marmara Denizi’ndeki Küçükçekmece Gölü’ne uzanan yapay boğazın uzunluğu 45 km olacak. Kanalistanbul.gov.tr adresinde verilen bilgilere göre, kanalın genişliği su depolarının dışında 150 metreye kadar ulaşacak, derinliği ise 21 metre olacak. Portal, tasarım aşamasında, detaylara girmeden birçok inceleme yapıldığına dair bilgi vermekte.


Projenin Karadeniz ve bölge üzerindeki olası etkileri nelerdir?

Bulgaristan Radyosu’na konuşan, Bulgaristan Bilimler Akademisi’nin „Biyoçeşitlilik ve Ekosistem Araştırmaları”Enstitüsü’nden Doç. Vladislav Karamfilov’a göre, kanalın inşaatı şüphesiz bölgesel sonuçlara neden olacak. Projenin belirsiz nihai parametrelerinden dolayı etkilerin belirlenmesi mümkün değil. Doç. Karamfilov, Karadeniz’deki akıntıların döngüsü nedeni ile suların Bulgaristan kıyılarından Boğaz’a taşınmasından dolayı ülkemiz üzerinde önemli sonuçlara neden olmasını beklemiyor. Sofya “Sveti Kliment Ohridski” Üniversitesi’nde coğrafya, dünya ekonomisi, sürdürülebilirlik, kalkınma ve jeopolitik dersleri hocası Prof. Marin Rusev’e göre, böyle bir projenin Bulgaristan için faydalı mı, yoksa zararlı mı olduğunu hiç kimse net bir şekilde söyleyemez. Prof. Rusev, bu proje sayesinde çevresel, siyasi ve ticari ulaşım olarak Bulgaristan’a birçok yönde fayda sağlanacağına inanıyor.

Prof. Marin Rusev„Birçok Türk sivil toplum kuruluşu projeye karşı geliyor. Özellikle ekolojik olarak öne sürülen nedenler oldukça şüpheli. Tuz değerlerinde değişiklik olacağı, hidrojen sülfürün nüfuz edeceği iddia ediliyor. Hidrojen sülfür, Boğaz’ın bu derinliğinden Akdeniz’in diğer kısmına nüfuz etmiyorsa, bu kanaldan da geçmez. Hatta, hazır bir kanalın, nasıl bir su hareketi yaratacağını bilmediğimizden bahsetmiyorum bile. Proje mutlaka bazı sonuçlara neden olacak. Çevresel sonuçlar da olacak, fakat onlar belli sınırlar içerisinde İstanbul’daki yerel bitki ve hayvan varlığını çok daha fazla etkileyecek. Karadeniz ile ilgili ciddi değişikliklerden bahsetmek kesinlikle doğru olmaz. Hatta onlarca yıldır Tuna Nehri yüzeyinde biriken çöplerin atılacağı başka bir yer olacağından şüpheleniyorum. Bana göre Karadeniz için asıl sorun bu“ dedi Prof. Rusev.


2011 yılında, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından, Boğaz’daki trafiği rahatlatmak amaçlı “Kanal İstanbul” projesi açıklandı. obzornews.bg sitesinde gazeteci Tayfur Hüseyinov’a göre rakamlar aksini söylüyor. Hüseyinov „ 2006 yılında resmi verilere göre İstanbul Boğazı’ndan 50 binin biraz üzerinde gemi geçti” dedi ve sonraki yıllarda bu sayının azalma eğiliminde olduğunu belirtti.
Tayfur Hüseyinov
„İstanbul vatandaşlarının büyük bir bölümü, şehrin tarihi kısmında oluşturulacak adadan dolayı „Kanal İstanbul” inşaatının sonuçlarından korkuyor. Hem yaşam üzerindeki etkiler, hem de çevresel endişeler ortaya çıkıyor. Ayrıca İstanbul’un sismik bölgede olduğu da göz ardı edilmemeli. Sonuçların kesin değerlendirmesi yapılmadı. Uzmanlar, İstanbul’un içme suyunda sorun yaşanmasını bekliyor, çünkü neredeyse üçte biri yeni kanal boyunca uzanan su depolarından sağlanmaktadır.
Şubat 2020'de proje karşıtı protesto.
Bu bölgedeki bitki dünyası, Hollanda ve İngiltere gibi bazı ülkelerden daha zengin. Yeni kanal Boğaz’a nazaran çok daha uzun. Geçen gemilerin ödeyeceği fiyatın çok daha yüksek olması bekleniyor ve dolayısıyla tam buradan geçmeleri mantıklı olmayacak. Eğer 2023 yılında Erdoğan seçimleri kazanırsa, kanalı mutlaka tamamlayacak“, tahmininde bulundu Tayfur Hüseyinov.

Çeviri: Bedriye Haliz
Fotoğraflar: EPA/BGNES, uab.gov.tr, özel arşiv


Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Halkı Aydınlatanlar günü ve çağdaş boyutu

Halkı aydınlatanlar, yalnızca şükran ve hayranlık duyulan kişiler değil, tarihimizde milli aidiyet duygumuzu uyandıran en önemli şahsiyetler olarak görürüz.   Ancak “halk aydınlatan” kavramının arkasında nasıl bir arketip duruyor ve neden Halk..

Eklenme 01.11.2024 05:30
Amanda Paul

Moldova, Avrupa yanlısı bir gelecek seçti, ancak bunun sağlamlaştırması cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turuna kaldı

Moldova'nın AB üyeliğine ilişkin, ülke Anayasası’na yazılacak stratejik bir hedef olan referandumun sonuçları, her ne kadar Avrupa şüphecilerine “kıl payı” yaklaşsa da, ülkenin Avrupa yanlısı bakış açısını güçlendirdi. Ancak..

Eklenme 31.10.2024 07:58
Rayna Mancukova

Rayna Mancukova: Savaş, Ukrayna ve Moldova’daki Besarabya Bulgar topluluğunu bölmemeli

Sofya’da 28 Kasım 1938’da yayınlanan “Besarabya Bulgarları” gazetesinin tek sayısında  “Besarabya Bulgarları, Bulgar halk cüssesinin, Bulgar manevi ve kültürel birliğinin ayrılmaz bir parçasıdır ve böyle kalacaklar, zira aramızdaki bağ güçlüdür”..

Eklenme 29.10.2024 06:10