Camiler, insanın Yaradanına kulluğunu izhar ettiği ibadethane olmanın yanı sıra tarih, kültür ve sanat eseri olma özelliği da taşıyabilir. Bu özellikler, bazen küçük bir camide tezahür edebileceği gibi, bazı külliye türü camilerde de görülebilir. İlkine örnek olarak Dobriç ili Jeglartsi köyündeki Derviş Bey Camisini veya Burgas ili Sinirid köyündeki Çelebiköy camisi gösterilebilir. İkinci türden olmak üzere de Şumen şehrindeki Şerif Halil Paşa, nam-ı diğer Tombul Cami örnek olarak verilebilir. Vidin şehrindeki Osman Pazvantoğlu Camisi ise bunun diğer bir örneğidir.
Bu camiler, sadece içindeki mihrabı,minberi, kürsüsü ve mahfili ile dikkat çekmez, yani bir ibadet mekânı olmakla yetinilmemektedir. Sırtında taşıdığı asırlar bakımından tarihi değerler vardır, tarihî bilgiler vermektedirler. İç ve dış mimarilerindeki özellik ve güzellikleriyle sanatsal değere sahiptirler, farklı dönemlerin sanat ve estetik anlayışlarını aydınlatmaktadırlar. Ayrıca toplumun ve temsil ettikleri medeniyetin kültür kodlarını yansıtmaktadırlar. Bazen de farklı kültürlerin mezcedildiği, harmanlandığı birer sergi alanına dönüşmektedirler.
Öyleyse camilere biraz dıştan bakıp tanımaya çalışalım. Minare nedir, camide kütüphanenin ne işi vardır, şadravanlar ve çeşmeler camilerin içinde nasıl yer bulmuştur gibi sorulara kafa yoralım.
Müslüman, her koşulda dininin emir ve yasaklarını göz önünde bulundurarak yaşama arzusundadır, bundan da öte böyle olmakla sorumludur. Bu sebeple İslâm dininin hayatın farklı alanlarındaki hükümlerini imkânları ölçüsünde öğrenmekle mükelleftir...
105 yıl önce 27 Kasım 1919 tarihinde Paris kenarlarında yer alan Neuilly-sur-Seine’de Bulgaristan’ın I. Dünya savaşına (1914-1918) katılımına son veren antlaşma imzalandı. Tarihçilere göre, öz toprak kaybına yol açan bu antlaşma Bulgaristan..
25 Kasım’da Bulgar Ortodoks Kilisesi Aziz Kliment Ohridski’yi anıyor . Kiril ve Metodiy Kardeşlerin yedi öğrencisinden biri olan Kliment Ohridski, tanınmış başpiskopos, öğretmen ve kitap yazarıydı. Aziz Metodiy’in ölümünden..
Müslüman, her koşulda dininin emir ve yasaklarını göz önünde bulundurarak yaşama arzusundadır, bundan da öte böyle olmakla sorumludur. Bu sebeple..