Dünyaya geldiğimiz andan itibaren oyun oynamaya başlarız. Daha küçük yaşta evcilik oynarz, binalar kurarız, yollar, köprüler, topluluklar kurarız. Böylece çocukluğun merakı ile sadece dünyayı tanımakla kalmıyor, bu öğrendiklerimizi uygulayarak kişilik olarak da çok büyük atılımlar yapıyoruz.

İnsan ilişkilerinin yönetiminde oyun teknikleri kullanmak giderek daha fazla ekonomi, iş, marketing, devlet yönetimi ve sivil toplum alanlarında da yaygın olmaya başlıyor.

“Techno magic land” İnteraktif Bilim ve Teknoloji Merkezi’nde marketing menajeri ve Sofya “Aziz Kliment Ohridski” Üniversitesi’nin “Ekonomi yönetimi” kürsüsünde öğretim görevlisi olan Aleksey Potebnya, şunları paylaştı:

“Oyun teknikleri, “homo ludens” – “oynayan adam” için bilinen şey. Bu keşfeden adamın modeli. Keşfeden adam merakı peşinde giderek birinci olmayı amaçlıyor. Bu bizim oynadığımız, yarıştığımız ve sonunda da hediye aldığımız model.”

Oyun teknikleri, mesleklerimizin ötesine uzanacak biçimde düşünme yeteneğimizi kullanmamıza yardmcı oluyor... Örneğin, inovatif yöntemlerin yardımıyla “rakamlar canlanıyor”, tabi ki iyi manada söylüyorum bunu” diye vurguladı Aleksey Potebnya ve şöyle devam etti:

“Her hareketimizin veri yarattığı bir dünyada yaşıyoruz. Hatta metroda seyahat ederek bile yüzlerce veri bırakıyoruz ardımızda. Nasıl kullanacağımızı bilmediğimiz çok fazla bilgi, veriye sahip olduğumuzu gördük, o nedenl bu alanlarda ne yapacaklarını bilen insanlar da çıkması gerekecek. Birçok kişi günümüzde yapay zekanın hayatımıza girmesinden endişe duyarak “robotlar işimizi alacak” diyorlar. Aslında robotların yorulmamak, sürekli tekrarlanan şeyleri yaparken sıkılmamak gibi son derece değerli özellikleri var. Böyece, insanların daha fazla vakti olarak yaratıcılıklarını kullanabilecekleri zaman yaklaştı.”

Aleksey Potebnya, çok fazla verinin ve bilginin olması sıkça yalan haberlerin meydana çıkmasına sebep oluyor diyerek Covid-19 pandemisinin etrafında ortaya çıkan sözüm ona “infodemi” terimini örnek olarak gösterdi.

O nedenle Aleksey Potebnya da insanların teknolojiler hakkında korkularını anlayıp onları yenmek için yardımcı olacak uzmanların çıkması gerektiğine inanıyor:

“Bu korkular yersiz, hele ki AB’de kişisel verilerin korunması ile ilgili bir madde bizleri nerde nasıl bilgi bıraktığımız ve bu “veri bırakmanın” gönüllü mü olduğunu düşünmemize de sebep oldu.”

Dijital kanallar ise yurtdışındaki soydaşlarımıza da ulaşabildiğimiz araçlarda biri:

“Yurtdışında yaşayan Bulgaristan vatandaşlarının “istedikleri yerde olma” gibi muhteşem bir imkanı var. Ben bu insanların bize uzak olduklarını kabul etmiyorum, çünkü dijital ortam sayesinde onlar hayatımızda aktif olarak yer alabilir.”

Bu dijital dünyada yönümüzü görebilmemiz için ise eğitime hiçbir zaman ara vermemek lazım.

Aleksey Potebnya, “Dünya sürprizlerle, güzelliklerle dolu büyük bir yer ve biz gidio onları bulmaz, gidip onları almazsak, bu farklı şeyleri yaşamamız da mümkün değil. Yani, bunları yapmazsak hayat denen o “büyülü şey” de gerçekleşmiş olmaz” diye belirtti.

Foto: arşiv, Facebook /Aleksey Potebnya

Çeviri: Özlem Tefikova