49. Millet Meclisi çerçevesinde “Denkov- Gabriel” dönüşümlü başbakan bazında bir olağan hükümet artık ufukta belirdi. Asıl partiler bundan sonra devlet yönetimini MilletMeclisi’ne geri çevirebilecek mi, Cumhurbaşkanı Rumen Radev’in kurduğu geçici hükümetlerden sonra iktidar Parlamento’nun eline geçecek mi soruları gündemde.  

Mecliste birinci ve ikinci büyüklükte olan GERB- SDS ve PP- DB arasındaki “dönüşümlü yönetim” anlaşması birçok analizatöre göre anlaşmalı evliliğe” benziyor. Birbirine zıt siyasi cephede olan iki parti arasındaki “kabine sözleşmesi” büyük soruları beraberinde getiriyor. 

Yine de gözlemcilerin deyimiyle, bu absürd süreçlere halk kendi oylarıyla meşruluk kazandırdı.  

İlk iki politik oluşum, kendi hükümetlerini oylamak üzere yeterli çoğunluk sayıya sahip. Yıllarca mecliste anahtar konumda yer alan DPS- Hak ve Özgürlükler Hareketi destek konusunda açık olmasa da, BSP ve “Vazrajdane” böyle bir kabineyi asla desteklemeyeceklerini beyan ettiler.  

“Vazrajdane” lideri Kostadin Kostadinov sosyal medyadan yaptığı çağrıda, taraftarlarını eyleme çıkıp, “Bulgaristan’ın ajanlar ve ihanet edenler kabinesi” tarafından yönetilmesini protesto etmelerini istedi.

BSP’den milletvekili Kristiyan Vigenin: “Bu dış baskıyla ve dış gereksinimleoluşturulan bir kabine. GERB lideri Boyko Borisov’u ceza-i kovuşturmadan kurtarmak ve PP’yi iktidara geri çevirmek amacı izleyen bir hükümettir. PP geçen hükümette fiyaskoya uğradı, şimdi itibarını yeni yönetimde pekiştirmek istiyor” yorumunu getirdi.  

Ognyan Minçev olağan hükümet ve faal meclis sayesinde “devlete Anayasal düzenin döneceğini” umuyor.  

Bakanlar Kurulu’nun karşı karşıya kalacağı sorunlar az olmayacak:  

„Bu hükümet kurumsal krizin sonu olmasa da, en azından frenlemekle yükümlü olacak.Anayasal değişiklikler öneren çoğunluk dahil, acil önlemlerle bu krizin üstesinden gelinmezse, politik krizden kurumsal krizin ötesinde, kurumsal krizden anayasal krize geçiş eğilimini görebiliriz. Böyle bir süreç ise Bulgaristan’ın demokratik geleceği için dramatik neticeler doğurabilir” .  

Siyasi bilimci Tonço Kraevski Schengen ve Avro Bölgesi üyeliği heeflerinde belli bir gerileme olacağını tahmin ediyor. Yeni hükümetin ana hedeflerinden olan bu üyelik, uzmana göre daha yavaş seyredecek.  

Kraevski’ye göre, PP- DB ve GERB- DB “bu koalisyon için ödeyecekleri muazzam bedeli” kaldıramayacak.  

„Yıl sonuna kadar vaatler boşa çıkarsa ve yerel seçimlerde bir parti için neticeler kötü olursa, bu koalisyonun dağılmasına neden olacaktır. Yerel seçimlerde seçmen kaybı her iki oluşum için de olumsuz bir eğilim olabilir” dedi Tonço Kraevski.  

Siyasi İletişim Öğretim Üyesi Prof. Rosen Stoyanov ise yeni olağan hükümetin “100 gün tolerans” dönemini hak ettiğini ileri sürdü.  

Gazeteci Lübomir Minçev biraz daha iyimser olup: “Savcılıktan korku, Cumhurbaşkanın etkisinden sıyrılma isteği ve “Vazrajdane” milliyetçilerinin etkisinin genişlemesinden korku bu hükümetin daha uzun ömürlü olmasını sağlayabilir ve bir buçuk yıl kadar bir ufku olabilir” dedi.  

„Kabine ortaklığında muazzam tavizler yapılmazsa, devet başkanı Rumen Radev’in diktator yöntemi devam edecek. Mevcut siyasi durum böyle tavizleri göze almayı gerektirir. Sözleşmeler ve kulis arasındaki gizli anlaşmalar şimdi değil, daha ileride belli olacak”.  

Bu durumda insanların görüşü de önemli. 

Alpha Research ajansının BNT’nin siparişi üzerine yaptığı ekspres temsili kamuoyu yoklamasına göre, katılımcıların %52’si “Denkov- Gabriel” kabinesine “evet” diyor, %35’i ise “PP- DB” ve “Gerb- SDS” destekli yönetime güvenmiyor, %13’ü ise çekimser kalıyor.  

Kamuoyu yoklaması 5 haziran 2023’te telefon ile standart söyleşi bazında ülkenin farklı yerlerinden 400 reşit vatandaşla gerçekleşti.  

Derleyen: Yoan Kolev 

Türkçesi: Sevda Dükkancı