“OKO” Uluslararası Etnografya Film Festivalinin müdürü, senaryo yazarı ve yönetmen Besarabya Bulgarı Tetyana Staneva ile konuşmamız şu sözlerle başladı: “Kahramanlar, yalnız masallarda değil, aramızdadır! Ukrayna kahramanlarla doludur, ancak çoğu artık ölü”. Festivalin dördüncüsü 1 Ekim’de başladı ve 7 Ekim’e kadar devam edecek.
Toplam 4 kategoride farklı ülkelerden yaklaşık 50 belgesel film tanıtılacak. Bunlar arasında şüphesiz Ukrayna’daki savaşla ilgili filmler dikkat çekiyor. Seyirciler, Mstislav Çernov’un Mariupol kentinde çektiği görüntülere dayanan ve “Oskar” ödüllerine aday gösterilen “Mariupol’de 20 Gün” filmini görebilecek. Film, Rusya işgalinin ilk dehşet verici günlerini, kuşatılmış kentin sokaklarındaki çatışmaları, masum insanlara saldırıları belgeliyor. ”OKO” film festivali, diğer daha az etkili olmayan bir Ukrayna yapıtı ile açılacak. Pavlo Peleşok’un “Sınırda yaşam” filmi Onur devriminden Rusya’nın Ukraya’ya saldırmasına kadar olan dönemi kapsıyor.
Tetyana Staneva: “Ağlamak için filmi durduruyordum, ardından izlemeye devam ediyordum” diye belirtiyor ve sözlerine şöyle devam ediyor:
“Ukrayna’da savaşın tarihi ile ilgili bir video ders kitabı gibi olduğunu söyleyebilirim. Putin’in yalanının da gelişmede olduğunu görüyoruz, daha 2014 yılında başlayan savaşın, topyekün bir işgale dönüşmeyeceğini düşünecek kadar saf olduğumuzu görüyoruz. 2014 yılında askeri gazeteci olan film yapımcıları tarafından olağanüstü arşiv görüntüleri var. Sonrasında bu yapımcılar kameralar yerine silahları alıp savaşmak için orduya katıldılar. Ukraynalı yapımcılar arasında, benim meslektaşlarım dahil hayatını kaybedenlerin sayısı fazladır. Ancak hevesliler de var! Bir film için finansman sağlamak zor. Ukrayna’nın kültür için parası yok, bundan dolayı Avrupa programlarından finansman aranıyor. Şansı olan, film çekmeyi başarıyor”.
Tetyana’ya göre, gerçeğin olduğu gibi gösterilmesi için şu an savaşın filmler, fotoğraflar, kişisel hikayelerle belgelenmesi çok önemlidir.
“OKO” festivalinde Ukraynalı fotoğrafçıların ve askeri muhabirlerin eserlerinden oluşan bir müzayede fotoğraf sergisi de açıldı. Tetyana Staneva şunları paylaştı:
“Şu an 24 Şubat'a kadar fotoğrafçı olan ve şimdi savaşı çeken Ukraynalı Bulgar Oleksandır Baron’un müzayedesi için fotoğraf sergisini tertipliyoruz. Fotoğraflarına ne gibi başlıklar versek diye düşünürken, kalp şeklinde kırık camdan oluşan bir kareye rastladık. Bu kareye “Serin kalp” adını verdik. Yıkımda, ölümde ve kanda bir… güzelliği keşfetmek gerçekten korkunç. Güzel olan ise Ukrayna’nın insanları, ardından bıraktıkları ve hikayelerini anlatan eşyaları. İnsanlar olağanüstü bir şekilde dayanışma içinde kenetlendiler, birbirine yardıma koştular ve bu zor anda bu harika bir şeydir. Bunu festivaldeki filmlerde de görüyoruz”- diye belirtti Tetyana.
Bulgar kökenli Ukraynalı film yapımcısı, Bulgaristan’da savaşın gerçek sebepleri konusunda anlam veremeyen insanlarla sıkça karşılaştığını paylaşıyor. Bir çok yurttaşımız açıkça Rusya’yı destekliyor.
“Ukrayna’da bile, Bulgaristan’daki durumu bana sorduklarında, bölünmüş olduğunu söylüyorum ve bu bir gerçek! Ancak bizi destekleyen insanlar bunu tüm kalbiyle yapıyorlar. Bu festival için kaynakların sağlanması amacıyla bağış kampanyası başlattığımız için sevinçliyim. Başta başaramayacağız diye endişelerim vardı, ancak beklediğimizden fazlasını - yaklaşık 35 bin Avro toplamayı başardık. Kültür için bu kadar para toplamak Ukrayna için bile bir mucize. Burada herkes imkanlarına göre küçük ya da büyük miktarlar gönderdi. Çünkü Bulgarlar filmler için değil bir dava için bağışta bulunuyorlardı. Bulgaristan’da gerçeğin bilinmesi için ortak bir arzu var. Ve insanlar bunun bedelini ödemeye hazırlar” diye sözlerini tamamlıyor Tetyana.
Çeviri. Ergül Bayraktar
Foto: BGNES, okofilmfest.com.ua, 20daysinmariupol.com, Yuliana Baron
Eylül ayında Biz nehrin çocuklarıyız” festivalini düzenleyen bir sivil toplum kuruluşu, Plovdiv belediyesi ile yeniden işbirliği yaparak doğadan ilham alan çocuk resimlerinden oluşan özel bir sergi düzenliyor. Plovdiv sakinleri ve konukları,..
Dokuzuncusu düzenlenen “Metroda Şiir” etkinliği bugün başlayıp 23 Aralık tarihine kadar devam edecek . Sofya’daki Polonya Kültür Enstitüsü’nün girişimiyle düzenlenen etkinlikte, başkentliler ve misafirleri, metro vagonları ve istasyonlarında,..
"Gel, gel, ne olursan ol, yine gel, İster kafir, ister mecusi, İster puta tapan ol, yine gel, Bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir, Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da, yine gel... Şu toprağa sevgiden başka bir tohum ekmeyiz biz.....