Günlük hayatımızda kullandığımız en sıradan ürünler bile karmaşık süreç ve işlemlerin sonucudur, ancak kullanılan malzemeler sağlığımıza zararlı olabilir. Bu, en çok kozmetik ürünleri için geçerlidir. Avrupa Birliği bu ürünlerin güvenliğini sağlamak için ne yapıyor?
Parlak renkler, güzellik vaatleri ve baştan çıkarıcı aromalar olmak üzere, çoğu kozmetik ürünün ambalajının üç unsurudur.
Yaptığımız her seçim, sağlığımızı da güvence altına almalıdır çünkü içlerindeki kimyasallar, vücuttaki süreçleri olumsuz etkileme potansiyeline sahiptir.
Kişisel bakım ve güzellik ürünlerinin güvenliğini düzenleyici makamların ellerine bırakıyoruz, ancak mümkün olan en iyi seçimi yapmak için kendimizi bilgilendirmek ve kalite konusunda şüpheniz varsa, yetkilileri uyarmak da bireysel sorumluluk meselesidir. Bazı bilimsel çalışmalara göre ortalama bir kadın, yaklaşık 85 farklı kimyasal madde içeren 6 kişisel bakım ürününü düzenli olarak kullanıyor.
Tüketici ürünleri güvenliği düzenlemeleri, Avrupa düzeyinde yeterince etkili mi?
"Biz kullanıcılar" platformunun yaratıcısı ve kullanıcı vakalarına çözüm getirmede 15 yılı aşkın deneyime sahip bir uzman olan Gabriela Rumenova şöyle cevap verdi:
“Genel olarak malların ve hizmetlerin genel güvenliğine ilişkin ve bireysel sektörlerdeki çok sayıda direktif ve düzenlemede getirilen ve sürekli eklenen gerekliliklerle, Avrupa mevzuatının tüketicinin en yüksek düzeyde korunmasını sağladığı tartışılmaz bir gerçektir.
Sorun yaşandığında,üçüncü ülkelerde üretilen ve aslında o ülkelerde yürürlükte olan düzenlemelerin gerekliliklerini karşılayan, ancak Avrupa mevzuatına uyulmadığı için ortak Avrupa pazarına kabul edilemeyen ürünlerde olmaları tesadüf değildir..
Bu nedenle, mallarını ortak Avrupa pazarında satmak istiyorlarsa Avrupa standartlarına uymaları gerektiğine ikna etmek için başta Çin olmak üzere yetkili makamların, üreticilerin ve ithalatçıların temsilcileriyle sık sık toplantılar yapıldığına tanık oluyoruz.
Bu anlamda evet, Avrupa düzeyindeki tüketici ürünleri güvenliği düzenlemeleri en iyisidir.
Bu düzenlemelerin yürürlüğe girmesinden ve söz konusu direktiflerin üye ülkelerin ulusal mevzuatlarına aktarılmasından sonra piyasa denetiminin ulusal kontrol otoriteleri tarafından nasıl yürütüldüğü ve çeşitli ülkelerde tüketim kültürünün ne kadar gelişmiş olduğu ayrı bir sorudur. Böylece kontrol sonuçlarına göre oluşturulan ve saklanan kayıtlardaki sadece işletmeler için değil aynı zamanda vatandaşlar için de mevcut olan bilgileri etkin bir şekilde kullanabilmeleri sağlanacaktır.”
Bir uzman olarak size sunulan bilgilerden, kozmetik ürünlerde kullanılan içerik maddelerinin ne kadarının düzenlemeye tabi olduğu konusunda ne gibi sonuçlar çıkarabilirsiniz?
“Kozmetik ürünlerle ilgili özel bir direktif ve yönetmelik de var. Bu normatif düzenlemelerin görevi, insan sağlığının yüksek düzeyde korunmasını sağlamaktır.
Bu amaçla, bu tür ürünlerin imalatçılarına ve tüccarlarına, üretimlerinde izin verilen bileşenlerden yararlanma konusunda bir takım yükümlülükler getirilmiştir, bir ürüne konulan içerikler hakkında tüketiciyi bilgilendirmek, sahteciliği önlemeye yönelik önlemlere kadar, çünkü birçok riski de beraberinde getirmektedir.”
Son zamanlarda, belirli bir kozmetik ürünün barkodunu tarayarak bileşiminin ve güvenliğinin değerlendirilmesinin görüntülendiği uygulamalar popülerlik kazanmaktadır. Bunlardan biri olan COSMILE, Avrupa Komisyonu'nun veri tabanını kullanıyor.
Bu tür girişimleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Kullanıcıların kendilerini ilgilendiren veya ilgilendirmesi gereken sentezlenmiş, aynı zamanda doğrulanmış ve güvenilir bilgilere hızlı ve kolay bir şekilde ulaşabilecekleri her türlü modern yolun iyi bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Önemli olan, bilgilerin, örneğin kozmetikte izin verilen kimyasal maddeler ve bunların sınır değerleri için ilgili kayıtlara ve rehberlere sahip olan Avrupa Komisyonu gibi resmi kaynaklardan oluşan bir veri tabanından alınmasıdır. Ancak kaynaklara ve bu uygulamaların kullanım şartlarına dikkat etmeli, kişisel veriler gerekli mi, ücretli mi?“.
Yaz yaklaşıyor ve bu mevsimde ve ona eşlik eden tatillerde yılın geri kalanına göre daha fazla kozmetik kullanılıyor gibi görünüyor.
Hem Bulgaristan'da hem de diğer Avrupa ülkelerinde tatil yapan tüketicilere, kozmetik alırken yanılgıya düşmemeleri ve doğru tercih yapmaları konusunda tavsiyeleriniz nelerdir?
Sosyal ağlarda gruplar halinde kozmetik ve hatta gıdalar satmak da bir trend haline geldi …
“Elbette, bu tür ürünlerin internet üzerinden satışı, özellikle mesleği gereği ticaret yapmayan kişiler tarafından satışa sunulması ciddi riskler taşımaktadır, daha ziyade bir tür yan faaliyettir ve dolayısıyla bir sağlık sorununa, hatta kalıcı sakatlığa yol açarsa sorumlu tutulamazlar. İnternette satılan kozmetiklerin popüler bir markaya ait olduğu iddia ediliyorsa, orijinal olup olmadığı da kesin değildir.
Ev kozmetiği olarak sunuluyorsa eğer, o zaman nasıl hazırlandığını, nasıl saklandığını, içeriğinin neler olduğunu bilmiyoruz.
Bir yandan, bir ürünün ne içerdiğinin farkında olmak iyidir, ancak diğer yandan her ortalama tüketici, birkaç farklı bileşenin etkileşimini, bunların genel olarak neye yol açabileceğini bilemez veya özellikle onun açısından, çünkü bazı kişilerin cildi daha hassastır, alerjisi olabilir veya geliştirebilir. Bu yüzden çok dikkatli olmamız gerekiyor. Bu durum, sahillerde sunulan masajlar için de geçerli, çünkü artık hemen hemen her yerde mevcutlar. Bunlar için kullanılan kozmetikleri, nasıl saklandıklarını kontrol etmemiz gerekiyor, çünkü 40 derece sıcaklıkta 12 saat bekletilirse, direkt güneş ışığına maruz kalırsa mutlaka özellikleri değişir, değişikliklere yol açan kimyasal işlemler gerçekleşir, ki bu durum güvenlik açısından riskler taşır.
Yaz için seçeceğimiz kozmetik ürünlerden bahsetmişken UV filtreli olanlara odaklanıyoruz ama unutmamakta fayda var ki bunların bir kısmı aslında sadece UVB'ye karşı koruma sağlıyor, ama aynı zamanda göz önünde bulmamız gereken UVA ve UVC ışınları da var. .
Bu nedenle kozmetik ürün seçerken geniş spektrumlu korumaya sahip bir ürün aramakta fayda var.“
Avrupa Parlamentosu seçimlerinin arifesindeyiz.Size göre, tüketici bakış açısına göre bir sonraki Avrupa Parlamentosu üyeleri hangi yönde çalışmalı, onlara ne önerirsiniz? Hangi yasal girişimlerin hayata geçirilmesini istersiniz?
Gabriela Rumenova, şöyle cevap verdi:
“Tehlikeli malların dağıtımını önlemenin en önemli olduğu dijital pazara odaklanmaya yönelik çabaların devam ettiğini kesinlikle görmek isterim, çünkü bunların sınırları aşmasının daha zor olduğunu biliyoruz, ancak çevrimiçi yayılmaları nispeten kolaydır.
Tehlikeli davranışları teşvik eden ses fonksiyonlu oyuncaklar veya hassas bilgileri tüm dünyayla paylaşarak bizi savunmasız hale getirebilecek ev aletleri gibi kullanıcılar açısından riskli sistemlerin tasarlanmasına ve uygulanmasına izin verilmemelidir.
Etkili kişiliklerin dijital dünyada gerçekten güçlü bir şekilde mevcut olması nedeniyle, etkileyicilerin faaliyetlerine ilişkin kuralların getirilmesi de önemli bir konudur.
Davranışları, savunmasız bir grup olan genç tüketicilerin sadece mal ve hizmet alıcısı olarak davranışlarını değil, aynı zamanda kamusal hayatta birey olarak gerçekleşmelerini de etkilemektedir. Bu nedenle neyi teşvik edip neyi teşvik edemeyeceklerine dair belirli çerçeveler oluşturmak çok önemlidir. Burada, Fransa'da yaklaşık bir yıldır yürürlükte olan etkileyicilerin faaliyetlerine ilişkin özel yasadan bir örnek alınabilir.“
Dünya çapında kozmetik pazarının bu yılki gelirinin 108 milyar doları aşması, bu alandaki yıllık büyümenin ise yüzde 4'ün üzerinde olması bekleniyor.
Avrupa kozmetik pazarının kuralları sürekli güncellenmektedir. 2022 yılında 20'den fazla maddenin kozmetik ürünlerde kullanımı yasaklandı veya kısıtlandı. İçerik maddelerinin izin verilen konsantrasyon seviyeleri de en son bilimsel yayınlar ve çalışmalar dikkate alınarak sıklıkla revize edilmektedir. Bu süreç, Avrupa Birliği'ndeki milyonlarca tüketicinin güvenliğinin sağlanması için gerekli ve önemlidir.
Buna karşılık, ABD'de güvenli kozmetik çağrısı yapan bir kuruluş, Avrupa Birliği'ndeki düzenlemeleri iyi bir örnek olarak göstererek, son 20 yılda yaklaşık 24000 kimyasalın kozmetikte kullanımının yasaklandığını, ABD'de ise aynı dönemde yalnızca 13 kimyasal yasaklandığini söylüyor.
Tehlikeli tüketim mallarına ilişkin hızlı bilgi alışverişine yönelik ve bu malların piyasadan çekilmesine yardımcı olan Avrupa Komisyonu Güvenlik Kapısı Sistemi’nın ( ) yıllık raporunun Mart ayındaki sunumunda, Avrupa Adalet Komiseri Didier Reynders, geçen yıl kozmetik ürünlerinin çoğunlukla sağlık riski oluşturan bileşenler içeren ürünler olarak sınıflandırıldığını söyledi:
"Her gün 30 ülkenin ulusal otoriteleri, kendi pazarlarında tespit edilen tehlikeli ürünlerin satışını yasaklamak veya kısıtlamak, tehlikeli ürünleri sınırlarında durdurmak veya piyasadan çekilmelerini emretmek gibi eylemleriyle ilgili bilgileri sisteme giriyor. Ulusal otoriteler bilgileri sisteme girer girmez„ uyarı Avrupa Komisyonu tarafından kontrol ediliyor ve benzer ürünlerin piyasalarda dolaşmaması için derhal yetkili otoritelere gönderiliyor. Dolayısıyla, Avrupa Birliği genelinde korumayı sağlamak için yetkililer arasında iyi bir işbirliğinin olduğu bir sistem mevcuttur.
Geçtiğimiz yıl ilk kez tehlikeli mallar sistemine en çok kozmetik ürünleri kayıt edildi. İkinci sırada çocuk oyuncakları, motorlu taşıtlar ve elektrikli alet ve ekipmanlar yer alıyor. Kozmetiklerdeki sağlık riski, kimyasal maddelerle ilgilidir. Doğurganlığa zarar verebileceği ve cildi tahriş edebileceği için Mart 2022'den bu yana yasaklanan kimyasal, sentetik koku, yani bütilfenil metilpropional buna bir örnektir."
Aralık ayında, menşei ülkesine veya mağazalarda veya çevrimiçisatılıp satılmadığına bakılmaksızın, tüketim mallarına ilişkin güvenlik kurallarını güncelleyen yeni mevzuat Genel Ürün Güvenliği Tüzüğü () yürürlüğe girecek ve tüm üye ülkelerde uygulanması gerekecek. Yeni mevzuat, güvenliğe uygunluğu ve piyasa gözetimini iyileştirmenin yanı sıra güvenli olmayan ürünlerin geri çağrılmasını kolaylaştırmayı amaçlıyor.
Çeviri: Şevkiye Çakır
Bu haber, AB “Euranet Plus” Radyo Ağı çerçevesinde hazırlanmıştır. Haberin orjinalini buradan dinleyebilirsiniz.
2023 yılında 8 000 Bulgaristan vatandaşı ülkeye geri döndü, 12 000 kişi ise göç etti. “Horizont” programına konuşan NSİ Ulusal istatistik Enstitüsü “Nüfus ve Sosyal İstatistiği” şubesi müdürü Magdalena Kostova , ülkeyi temelli terk..
Yunanistan ve Arnavutluk arasındaki sınırının birkaç kilometre batısında ve Görice il merkezine yaklaşık 40 kilometre uzaklıkta Arnavutluk’un Bilisht şehri bulunuyor. Şehrin aydın zümresinden, Arnavutluk’taki Bulgar ulusal azınlığının temsilcisi..
Kırcali Günü farklı etkinlikler ve zengin programla anılıyor. Kırcali’nin geçmişi ve “Benim şehrim Kırcali” fotoğraf sergisi açık havada Belediye önündeki parkta teşhir ediliyor. Rodopların bu şehrinin bağımsızlığını kazanmasında önemli isim olan..