Bulgaristan Sosyalist Parti (BSP) ve Hak ve Özgürlükler Hareketi (DPS) olmak üzere, Bulgaristan'ın geleneksel siyasi güçlerinden ikisinde yaşanan derin parti krizi bağlamında Başbakan Dimitar Glavchev'in ilk geçici hükümetinin ikinci hükümetle değiştirilmesi sırasında Bulgaristan’ın AB Komisyonu üyesi adayları için zaman işliyordu. Ve tüm bunlar, yoğun seçim yarışı sırasında ve aday listelerin hazırlanması ve seçim başvurularıyla ilgili bilinmeyenlerin mevcut olduğu dönemde seyretti.
Altısı sadece son üç yıldır erken olmak üzere, yedinci parlamento seçimleri öncesi seçim mücadelesi, Bulgaristan’ın yeni Avrupa Komiseri adaylığına da damgasını vurdu. Her parlamento grubu olmak üzere Bakanlar Kurulu'na yedi aday sunuldu, hatta Sosyalistler bir değil iki aday önerdi.
Geçici Başbakan Dimitar Glavchev, GERB'den eski Dışişleri Bakanı Ekaterina Zaharieva'nın ve PP-DB'den eski Çevre Bakanı Yulian Popov'un seçildiğini şu argümanlarla açıkladı:
"Etkisi olabilecek birçok ek kriteri gözden geçirdik, ancak AK Başkanı'nın mektubuna ve adayların biyografilerine sadık kaldık ve bu kararın doğruluğuna tamamen ikna olduk.”
Ekaterina Zaharieva, Facebook hesabından yaptığı paylaşımda güvenden dolayı Bakanlar Kuruluna ve aynı zamanda da aday gösterilmesinden dolayı GERB’e ve lideri Boyko Borisov’a şu sözlerle teşekkür etti:
“Görevlerimi her zaman profesyonelce, kurallara ve kanunlara titizlikle uyarak yerine getirdim. Şimdi bir aday olarak ve gelecekteki herhangi bir rolde bunu yapmaya devam edeceğim.”
Hızlı aday gösterme süreci ve ardından gelen seçim, diğer adayı PP-DB’den Yulian Popov'u bile şaşırttı: "Bir şekilde bu seçim beni şaşırttı, çünkü olaylar çok çabuk gelişti. Bulgaristan aday göstermede geç kaldı, ama iki güçlü adayla iyi performans gösterecek ve bana göre, benim için en önemlisi budur.”
Bazı AB üyesi ülkeler de uzun süredir Brüksel'le geleceğe yönelik bir portföy konusunda görüşmelerde bulunduklarını belirtirken, ülkemize dair haberler ülkemize ait olduğu iddia edilen birkaç sektör hakkında resmi olmayan kaynaklardan gelen bilgilerle sınırlı kaldı. Ancak Avrupa Komisyonu üyeliğine aday gösterilen Yulian Popov, BNR'ye Bulgaristan'ın hangi portföyü alacağının henüz belli olmadığını söyledi:
" Portföyler belirlenmedi, ancak uzun süredir lobi faaliyeti yürüten, kendilerini güçlü finansal portföyler için konumlandıran belirli ülkelere gitme olasılıkları çok yüksek. Tabiri caizse boş olan birkaç görev var ve hepsinin ciddi ve değerli olduğunu düşünüyorum. Söz konusu olan bölgesel kalkınma, enerji,çevre,iklim. Tüm ciddi başvurular için her zaman şans vardır”
Avrupa Komisyonu'nun çağrıları, görev süresi Ekim ayı sonunda sona erecek olan yeni yürütme otoritesinin oluşturulması sürecinin hızlandırılması yönünde.
AB Komisyonu Sözcüsü Eric Mamer:
“Yeni Komisyonun onaylanıp göreve başlamasından önce atılması gereken hala birkaç adım var. Bu nedenle acil önlem alınması gerektiği açıktır. Açıkçası, AK Başkan Ursula von der Leyen üye ülkelerdeki durumun farkındadır, eminim ki Bulgaristan'daki iç siyasi durum da dikkate alınarak çalışmalar yapılmaktadır.Yeni collegium oluşumu için taraflarla temas halindedir.Komiserlik görevine uygun kişilerle dengeli bir şekilde yürütülmesi ve mümkün olduğu kadar çok kadının dahil edilmesi için elinden gelen her şeyi yaptığından emin olabilirsiniz.”
Ancak Ursula von der Leyen'in AB'nin cinsiyet açısından dengeli bir yürütme organı oluşturma fırsatları giderek sınırlı hale geliyor. Diğer üye ülkeler, toplumsal cinsiyet eşitliği politikasının gerekliliklerini karşılamak amacıyla biri erkek biri kadın olmak üzere iki adayın yayınlanması talebini yerine getirmeyi reddettiler.
Von der Leyen, yalnızca bir sonraki Komisyon ekibinde bu dengeyi sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda üye devletlerin çıkarlarını da dengelemek zorunda kalacak. Bütçe, ekonomi, sanayi, rekabet gücü ve uyum olmak üzere, çok fazla ülke birkaç temel portföyü hedefliyor ve çok güçlü adaylarla vabank oynuyor.
AK Başkanı aynı zamanda Akdeniz, savunma sanayi ve konut politikası gibi yeni önceliklere odaklanacak bir komisyon üyesi arıyor.
Prag'da düzenlenen GlobSec Uluslararası Güvenlik Konferansı’nda Von der Leyen, "Avrupa'nın savunmasının her şeyden önce Avrupa'nın görevi olduğunu" ve Eski Kıta'nın kalbi, Avrupa Savunma Komiseri'nin beklenen atanmasından önce bir Avrupa savunma sektörü inşa etme çabalarında kilit bir rol oynayacağını söyledi.
“ Biz, Avrupalılar tetikte olmalıyız. Yaptığımız her şeyde dikkatimizi güvenlik boyutuna çevirmemiz gerekiyor. Birliğimizi, Orta Avrupa'ya belirleyici bir rol verilen bir güvenlik ve savunma projesi olarak düşünmeliyiz.Bir sonraki komisyonda yeni portföyü olan bir komisyon üyesi atayacağım ve bu Avrupa'nın stratejik sorumluluğu olacak.Avrupa güvenliğinin kalbinde olmalısınız, size güveniyorum.”
Şu anda Bulgaristan, biri kadın biri erkek olmak üzere, iki aday gönderme talebini yerine getiren tek ülke olmasına rağmen, tüm prosedüre ilişkin genel olumsuz duyguları gidermeyi başaramadı.
Analistlerden, Bulgaristan'ın "dişsiz" dış politikasına ve Bulgaristan’ın Avrupa Komiseri seçiminin anlamlı bir devlet politikasından uzak olduğu sorununa yönelik eleştirileri geldi.
BNR’ye konuşan siyaset bilimci doç. Boris Popivanov bu durumu şöyle yorumladı:
“ Görünüşe göre, iki aday bilinen tek kriteri, yani AK Başkanı Ursula von der Leyen'in erkek ve kadın olma talebini, karşılıyor, ancak rakamlar, portföyler ve olasılıklarla ilgili tartışmaların yanı sıra tüm sürecin, Avrupa Komiseri pozisyonu için Bulgaristan için en uygun portföylere ilişkin müzakereler de dahil olmak üzere, AB'nin kendisi de dahil olmak üzere birçok düzeyde yürütülmesi gerekiyordu.Bu anlamda görev paylaşımında bundan sonra Brüksel'de verilecek kararları bekleyeceğiz.”
AK'nin Bulgaristan Temsilciliği eski başkanı ve Avrupa işlerinden sorumlu eski Başbakan Yardımcısı Zinaida Zlatanova, BNR'ye görevin ülkemizin itibarı açısından önemli olduğunu vurguladı:
“ Bulgaristan bize ait olan “önemsiz” koltukları doldurmayı bırakmalı. Belirli bir siyasi partiyi veya belirli bir siyasi lideri değil, Brüksel'de tüm ülkeyi temsil eden etkili bir Avrupa Komiserine ihtiyacımız var.”
"Evranet Plus" köşesine verdiği röportajda, "Dnevnik" gazetesinin genel yayın yönetmen yardımcısı gazeteci Petar Karaboev, ülkemizin güçlü adaylar çıkaramadığı ve önde gelen siyasi güçlerin liderlerinin Avrupa Komiseri'nin rolü ve işlevleri konusunda tamamen yanlış anlaşıldığı yönündeki görüşünü dile getirdi:
“Bulgaristan, güçlü adaylar ortaya koymadı, ikincisi, genel olarak Bulgaristan'da dış politikanın yapılış biçiminde derin bir kriz var.Çoğunlukla partinin kendi çıkarlarının, iç siyasetin devamı olarak etkili politikacılardan ve partilerden bahsediyoruz.
Kabaca söylemek gerekirse: Peki, partiye fayda sağlamak için, bazı fonlar, bazı programlar ve muhtemelen kendisini herhangi bir kontrolden, parlamentodaki dinlemelerden, Avrupa Savcılığı'nın soruşturmalarından korumak için Brüksel'de, Strazburg'da, Avrupa Parlamentosu'nda neler olduğunu öğrenelim. Bu, Avrupa Birliği değil-Bulgaristan'ın Avrupa kurumlarına gönderdiği temsilcilerin işlevi politika oluşturabilmek ve uygulayabilmektir.Sayın Borisov geleneksel olarak Avrupa Birliği'nden bahsediyor ve "çok paralı" portföyüne sahip bir komisyon üyesinin Bulgaristan'a doğrudan mali fayda sağlayacağı izlenimini yaratıyor. Bu hiç de öyle değil.Bu sefer, Avrupa Komisyonu'nun ve Bulgaristan'daki en Avrupa yanlısı olduğunu iddia eden tamamen yeni oluşumların, rolünü ve yetkilerini hala anlamadıklarını gördüm. "Prodaljavame promynata - Demokratik Bulgaristan” Koalisyonun tutumundan alıntı yapıyorum:AB komisyon üyeleri nispeten uzun bir süredir ilgili ülkelerin siyasi temsilcileridir". Bu kesinlikle doğru değil!
Avrupa Komisyonu üyeleri, özellikle görevlendirildikleri ülkelerin ulusal önceliklerini takip etmek yerine Avrupa Birliği'ne hizmet etmekle yükümlü olduklarını belirten bir belge imzalıyor. Bütün bunlar, bir Avrupa Komiseri'nin yayınlanma sürecinden bahsetmek yerine, Avrupa Birliği'nin nasıl işlediğini anlama konusunda genel olarak Bulgar siyasetinde ciddi, ciddi eksiklikler olduğunu gösteriyor”
Bulgaristan'ın önemli bir portföy alma şansı nedir ve Ekaterina Zaharieva ve Yulian Popov önceden belirlenen portföyler için gerekli uzmanlığa ne ölçüde sahiptir?
“Anahtar portföy elbette politika oluşturabileceğiniz bir portföydür. Çeşitli kuruluş ve partilerden duyduğum portföylerin tamamı enerji, iklim, bölgesel politika, eğitimdir. Enerji ve iklim açısından Bulgaristan'ın özellikle parlak bir örnek olduğunu söyleyemem.Bölgesel politikalarla ilgili olarak burada herhangi bir politikamızın olduğu konusunda tartışabiliriz.
Bulgaristan hangi iddiayla gidip şunu söyleyebilir: Ülke olarak, sistem olarak tecrübemiz var ve bunu yapan liderler de burada. Ekaterina Zaharieva, son zamanlarda daha çok eski bir dışişleri bakanı olarak tanınıyor.
Brüksel'den duyduğuma göre orada itibarı pek yüksek değil. Sonuçta karar Brüksel'e ait değil, yönetime ait değil, bizzat Ursula von der Leyen'e ait, ancak Kuzey Makedonya ile yaşanan krizi de hatırlayalım, sayın Zaharieva'nın bu soruyu çözmek için olağanüstü katkı sağladığı izlenimine sahip misiniz? Ben değil.
Onun bölgesel politika anlayışı hakkında hiçbir fikrim yok ama yine tekrarlıyorum, insanların, Bulgaristan'dakilerin bile söyleyebileceği parlak bir figüre ihtiyacınız var:a, hatırladım, hatırlıyorum, parayı çok iyi yönetti ve birçok şeyi geliştirmeyi başardı.
Sayın Yulian Popov, evet, şüphesiz Avrupa ve uluslararası enerji çevrelerinde çok daha iyi biliniyor, ancak burada da bunu gösterecek çok az şeyimiz var. Nükleer ünitelerimiz, bunun da Avrupa standartlarına göre bir çeşit temiz enerji olduğunu kabul ettiğimiz fikir, şu anda bir nevi ağırlıksızlık içinde.Kömür santralleri siyasetçiler için tabu bir konu, kimse bu konuyu gündeme getirmeye cesaret edemiyor ve popülistler tarafından kullanılıyor. O yüzden hiçbir iç siyasi diyaloğun olmadığı bir süreçte,iki adayımız tam anlamıyla ortaya çıktı, pek çok şey altüst oldu ve bunların hepsi bir hafta içinde, son tarihten önce oldu. Bu böyle olmaz!”
Kilit sektörlerdeki mevcut Doğu-Batı ayrımı devam edecek mi ve sizce Ukrayna'da devam eden savaş bağlamında savunmayla ilgili yeni sektör nerede yer alacak?
" Doğu-Batı ayrımı, öncelikle eski komünist ülkelerin Avrupa kurumlarındaki etkisinin ve temsilinin zayıflamasıyla ilgili bir sorundur. Doğu Avrupalıların birikimli bir varlığa sahip olmaları, kurumlarda, yönetimde insan sahibi olmaları, en azından kariyer, kapasite geliştirmeleri ve kendi etki kanallarını oluşturmaya hazır olmaları gerekiyor.
Polonya’ya da dahil, sorun mevcut. AK Başkanı'nın sözlerinin bölgeye yönelik bir iltifat olduğu inkar edilemez, çünkü GLOBSEC Forumu ilk kez Avrupa'nın kalbinde Prag'da yapılıyor ancak Polonya, sözüm ona “Weimar Üçgeni”ne sağlam bir omuz veriyor gibi görünüyor, ki sekiz yıllık “Hukuk ve Adalet” yönetimi sırasında bir şekilde unutulmuş bir yapı, şimdi toparlanıyor ve bunlar da Polonya, Almanya ve Fransa'dır.
Ve bu üçgende Orta ve Doğu Avrupa konuşabilir, Polonya bölge adına Fransa ve Almanya ile konuşabilir. Şu anda Orta ve Doğu Avrupa'nın bundan fazlasını isteyemeyeceğini düşünüyorum.
“Savunma” görevi-AB savunma komiseri olmayacağının artık netleştiğini düşünüyorum.Ulus devletler bunu desteklemek istemiyor.Bu, ulusal hükümetlerin bir ayrıcalığıdır ve dolayısıyla büyük olasılıkla savunma sanayisinden sorumlu olacaktır. Ulus devletler askeri-endüstriyel komplekslerini titizlikle koruyorlar.bu, son derece hassas ve zor bir sektör. Böyle bir pozisyon yaratılmamalı demiyorum, tam tersine yaratılması gerekiyor ama bu pozisyona getirilen kişinin en azından ilk birkaç yıl öğreneceğini düşünüyorum.”
Ursula von der Leyen için daha zorlu bir ikinci dönem bekliyorsunuz musunuz?
"Kesinlikle, daha zor bir görev olacak, çünkü Avrupa artık daha karmaşık bir yer oldu.Avrupa’da savaş var, popülistler yükselişte,pragmatistlerin sayısı ise yetersiz. Ve hiç de kolay olmayacağını söyleyebilirim. Almanya’da seçimler yapılacak, anahtra röle sahip birçok yerde seçim olacak, hükümetler değişecek.Bu kez işini zorlaştıracak karakteristik özellik, Avrupa'daki siyasi gelişmelerinin oldukça hararetli olmasıdır.
Muhafazakar, sağ ve aşırı sağ partilerin yükselişinde de bu görülüyor ve siyasi tutkular oldukça kızıştığında siz de güçlü iddialara sahip oluyorsunuz ve nitelendirme telaşına kapılıyorsunuz.İki cinsiyet arasındaki kota veya denge kuralına uymak amacıyla, Bulgaristan dışında, hiçbir ülke, onun hem erkek hem de kadının aday olarak sunulması talebine uymadı. Bir nevi ellerini de bağlıyor.
En zor sorun, Avrupa'da şu anda çoğu ülkeye, güçlülere, Avrupa yanlısı çevrelere öncelikleri empoze etmeyi ve ulusal iddiaları ve sapmaları ortadan kaldırmayı başaran, Pan-Avrupa etkisine sahip güçlü liderlerin, otoriteye sahip kişilerin bulunmamasıdır.”
Bu haber, AB “Euranet Plus” Radyo Ağı çerçevesinde hazırlanmıştır. Haberin orjinalini buradan dinleyebilirsiniz.
Çeviri: Şevkiye ÇakırSüredurum seçimler. Yarın her şeyin yoluna gireceğini ve dört yıl sonra seçimler vesilesiyle sizinle haberleşeceğimize dair son damla umutla dolu seçimler. Politikacılardan, kendimizden ve oy vermeyen diğer insanlardan gelen üzüntüyle dolu..
Büyük Britanya’da yaşayan ve vatandaşlık görevini yerine getirmek üzere bu seçimlerde de Bulgaristan’ın Londra Büyükelçiliği’nde kurulan seçim sandığına giden Zdravka Vladova -Momcheva, Bulgaristan Radyosuna konuşurken “Birlik ve beraberliğe muhtacız”..
Almanya’da Bulgaristan vatandaşları 66 seçim sandığında oy kullanabilir . Berlin’de her birinde makineli oylama olan beş seçim sandığı var. Seçim günü sorunsuz ilerliyor . Bulgaristan Radyosu’na konuşan Berlin’deki seçim sandığı üyesi Marin..