Bugünlerde Plovdiv, Türk edebiyatı ve kültürüne ilgi duyanları bir araya getiren özel bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Türkiye Cumhuriyeti’nin Plovdiv Başkonsolosu Emre Manav’ın da katılımıyla düzenlenen gala, prof. Nazan Bekiroğlu’nun “Yusuf ile Züleyha” adlı romanının Bulgarcaya çevrilmesi vesilesiyle gerçekleştirildi. Romanın Bulgar diline çevirisi, ünlü türkolog prof. dr. Yordanka Bibina tarafından yapılırken, editörlüğünü çevirmen Kadriye Cesur üstlendi.
Plovdiv Böyle Etkinliklere Her Zaman Hazır ve Nazır
Etkinliğin ev sahiplerinden Kadriye Cesur, radyomuzun Kültür Sanat Edebiyat programı sunucusu Aziz Şakir Taş’a konuşurken Plovdiv’in kültürel buluşmalara her zaman hazır bir şehir olduğunu vurguladı. Yeni Başkonsolosun edebiyata olan ilgisinin de tanıtım için ayrıca motivasyon sağladığını belirten Cesur, Bekiroğlu’nun klâsik anlatıları modern bir dille işlediği bu romanın çevirisine özel bir önem verildiğini ifade etti.

Gecede, protokol konuşmalarının ardından müzikseverleri büyüleyen bir performans sahnelendi. Dr. Velislava Stoyanova ile Plovdiv Müzik, Dans ve Güzel Sanatlar Akademisi doktora öğrencisi Alper Yunlyutürk, Yunus Emre ilahileri ve Fazıl Say bestelerini içeren dört bölümlük bir seçkiyle dinleyicilere unutulmaz bir müzik şöleni sundu.
Romanın odağında Züleyha yer alıyor
Hem Eski Ahit’te hem de Kur’an-ı Kerim’de yer alan Yusuf ile Züleyha kıssası yüzyıllardır pek çok edebî esere konu oldu. Mevlâna’dan Hamdullah Hamdi’ye uzanan bu zengin geleneğe modern bir yorum ekleyen

Bekiroğlu, romanında özellikle Züleyha karakterini merkezine alıyor. Züleyha’nın hikâyesi romanda dünyevi aşktan ilahi aşka uzanan bir dönüşüm olarak işleniyor. Kadriye Cesur’un değerlendirmesine göre Bekiroğlu, Züleyha’yı önce “salt bir âşık” olarak resmederken, ilerleyen bölümlerde bu aşkı derinlikli bir içsel yolculuğa dönüştürüyor. Romanda Züleyha, Yusuf’a kavuşsa da bu kavuşma “mutlu son”dan çok dramatik bir yüzleşmeyi beraberinde getiriyor. Özellikle “Züleyha Aynaya Baktı” bölümünde yer alan “Ne gençliğimi ne güzelliğimi Rabbim, senden istemiyorum geri. Çünkü ben Züleyha’nın da arkasındaki Züleyha’yım. Ölüm ve dirim içimde birbirine bunca yakın. Ödediğim bedel işte bu. Ben ki birden fazla ölmeyi bildim, artık böylece yaşayabilirim” gibi iç konuşmalar, karakterin ruhsal dönüşümünü etkileyici bir şiirsellikle yansıtıyor.
Çeviri Sürecinde Şiirsel Dil ve Ritim Büyük Zorluk Yarattı
Romanın Bulgarca çevirisi, metnin şiirsel yapısı nedeniyle titiz bir çalışma gerektirdi. Prof. Dr. Yordanka Bibina’nın Tanpınar, Ahmet Ümit ve Mario Levi gibi isimleri daha önce başarıyla Bulgarca’ya kazandırmış, deneyimli bir çevirmen olması sürecin en büyük avantajlarından biri oldu.

Kadriye Cesur, romanın özellikle rüya yorumları, şiir–düzyazı geçişleri ve Bekiroğlu’na özgü dilsel ritmin korunmasının zorlayıcı olduğunu belirtti. Türkçe’deki cümle yapısıyla Bulgarca’nın farklılıklarının da çeviri ritmini etkilediğini ifade eden Cesur, buna rağmen metnin özüne sadık kalarak en iyi sonucu vermeye çalıştıklarını dile getiriyor.
Sırada Sofya Tanıtımı Var
Plovdiv’de büyük ilgi gören Bulgarca çeviri, çok yakında Sofya’da da edebiyatseverlerin karşısına çıkacak. Hem Türk hem Bulgar okuyucuların merakla beklediği bu buluşma, iki ülke arasındaki kültürel etkileşime yeni bir katkı sunacağı kesin.
Bulgaristan Radyosu olarak, bu değerli edebî yolculuğa emek veren tüm isimlere teşekkür ediyor, romanın Bulgar okurlarıyla buluşmasının yeni ufuklar açmasını diliyoruz.
Söyleşi: Aziz Şakir Taş
Editör: Tanya Blagova
Foto: plovdiv-online.com, Facebook/ Nazan Bekiroğlu, Facebook/ Kadriye CesurNovi Pazar Belediye Başkanlığı tarafından “Birlikte ağaç dikelim, çocuklarımıza daha yeşil ve temiz gelecek sunalım!” motosu ile başlatılan kampanya, ard arda beşinci yıldır devam ediyor . 2024 doğumlu miniklerin ebeveynleri, 18 Ekim’de bir araya..
Bulgaristan’da atlı turlar, ülkenin doğal ve kültürel güzelliklerini keşfetmek için alışılmadık bir yoldur. Genellikle kitle turizmine kapalı benzersiz yerlere götüren atlı tur rotaları, macera ve kültürel deneyimlerle doludur. Bulgaristan'da bir..
Bulgaristan’ın Avro Bölgesi’ne katılmasına 100 günden kısa sürenin kalması, ülkedeki insanların gelirlerine, ekonomiye, yabancı yatırımlara ve çalışma piyasasındaki duruma bir kez daha göz atmamıza vesiledir. İşverenler ve iş arayanlar arasında..