Bundan 20 yıl önceye kadar Avrupa için savaşların tarih kitaplarında kaldığını düşünüyorduk. Ancak 1999 yılında komşu Yugoslavya’da bombalar atıldı. Sözde sular duruldu derken bu kez Kuzey’den, Ukrayna’dan silah sesi geldi. Haberlerde toprak, insan hayatı ile ölçülmeye başlandığını öğrendik.. Dışişleri bakanı Daniel Mitov 12 Şubat 2015 tarihinde BTV tv kanalına verdiği demeçte “Çatışmaların meyadana geldiği bölgelerde yaklaşık 6 bin etnik Bulgar, yani soydaşımız yaşıyor, ki onlara dikkat çevirmemiz gerekiyor” dedi ve ekledi “Odesa Konsolosluğuna ve Kiev’teki Büyükelçiliğe etnik Bulgarlara yönelik vize rejimini hafifletmelerine dair talimatlar verdik.”
Bundan birkaç gün sonra Troyan Manastırından din görevlileri Ukrayna’dan 60 kadar Besarabya Bulgarını kabul etmeye hazır olduklarını, açıkladılar. Balçik belediyesinin Gurkovo köyü de bu girişime katıldı. Köy muhtarı Todor Georgiyev şunları belirtiyor:
“Köyümüz son derece aydın bir köydür. 1918-1919 yıllarında Gurkovolu vatandaşlar Romanya’ya göçe zorlanıyorlar, Kuzey Dobruca özgür kalınca ise birçok Dobrucalı Gurkovo’ya yerleşiyor. Halkımız göçün zorluklarını omuzlarında taşımış kişilerdir ve işte bundan dolayı da zorda olan Bulgarlara yardım etmeye hazırlar.”
Bir şekilde Ukrayna’daki Bulgarlar derneği ile bağlantı kuruluyor. Çok geçmeden köy ilk Besarabyalı konuğunu ağırlıyor. Miroslav Marçev sadece evinin kapılarını değil, aynı zamanda kalbinin kapılarını genç Vitaliy’e açıyor. Onlar muradına ermiş... Aynen masallarda olduğu gibi.
Vitaliy Drozda, şunları paylaşıyor:“Problemlerim vardı. Viza C olarak adlandırılan belgeyle geldim. Şimdi burada sıradan bir turist olarak, buraya tatil yapmaya gelen bir kişi sıfatıyla bulunuyorum. Burada devamlı ikamet etmem için bana Viza D gerekiyor. Burada yaşamak istiyorum, çünkü köklerim burada.”
Gurkovo muhtarı, Vitaliy’e tüm evrakları hazırlamakta yardımcı oluyor ve şunları anlatıyor:“Bulgaristan Büyükelçiliği 3 aylık vize veriyor ve onlar Viza C olarak adlandırılıyorlar. Ancak burada devamlı ikamet etmesi işçin Vitaliy’in Viza D’ye ihtiyacı var. Bu sorunların ayrıca Parlamento, Bakanlar Kurulunun sıcak bakmasından dolayı bu konuların en kısa zamanda çözüme bağlanmasını umuyoruz.” Vitaliy, Ukrayna’da eşini ve 1.5 yaşındaki çocuğunu bırakmıştır.
Miroslav Mirçev, neden bir etnik Bulgara evini açtığını ve karşılaştığı problemleri soruyoruz. Diyor ki:“Savaştan kaçan bir mağduru evime kabul etmeye karar verdim, ki kendisi Bulgar kökenlidir. Ninesi Rus-Osmanlı Savaşı sırasında Zaporojiye bölgesine kaçmış. Bugün kendisi atalarının topraklarına geri dönmek zorundadır. Ancak çok büyük sorunlar mevcut. Buraya gelirken söz konusu Viza D olmadan burada 3 aydan fazla ikamet edemeyeceğini kimse söylememiş. Oysa günler su gibi akıyor. Kendisi 20 gündür burada. Ben, kendi imkanlarımla ona ancak sıcak bir ev sağlayabiliyorum. Fakat onun da paraya ihtiyacı var. Ailesi, yok paraya malını mülkünü satıyor, buraya gelmek için para toplayabilsin, diye. Onun da paraya ihtiyacı var. Yaklaşık 2 500 avro sırf evrakların hazırlanması, tercüme edilmesi ve noterden tastiklenmesi için gerekiyor. Herkes buraya gelip, farklı medyalar röportaj yapıyor, reklam yapıyorlar ancak kimse gelip de “İşte sana Vitaliy, buyur para, elbise ve gıda” demiyor. Bir tek muhtar ilk gün yardımına koştu ve biraz gıda yardımı ve az bir miktar para getirdi. Bundan dolayı kendisine şükran borcluyuz.”
Çeviri: Şevkiye Çakır
Büyük Britanya’da yaşayan ve vatandaşlık görevini yerine getirmek üzere bu seçimlerde de Bulgaristan’ın Londra Büyükelçiliği’nde kurulan seçim sandığına giden Zdravka Vladova -Momcheva, Bulgaristan Radyosuna konuşurken “Birlik ve beraberliğe muhtacız”..
Almanya’da Bulgaristan vatandaşları 66 seçim sandığında oy kullanabilir . Berlin’de her birinde makineli oylama olan beş seçim sandığı var. Seçim günü sorunsuz ilerliyor . Bulgaristan Radyosu’na konuşan Berlin’deki seçim sandığı üyesi Marin..
Bulgaristan Radyosu’na konuşan Frankfurt bölgesinde seçim sandığı üyesi Katya Zlatkova, seçim gününün normal seyrettiğini söyledi . Zlatkova, Bulgaristan vatandaşlarının oy vermesini zorlaştıran iki unsuru dile getirdi. Birincisi, haziran..
Dünyanın farklı ülkelerindeki Bulgar topluluklarından soydaşlarımızın, ülkemizdeki memurların "Bulgar olduğunu söylüyorsun, ancak Bulgarca bilmiyorsun”..