Yüzyıllar önce Roma İmparatorluğunda vatandaşların belirli bir konuda görüşlerini belirtmeleri için çağırılmasına referandum denirdi, çünkü “referre” eylemi söylemeye davet etmek anlamına geliyor. Günümüzde referandum doğrudan demokrasinin bir aracı olup seçmenlere toplumsal hayatın önemli bir konusu üzerine aracı olmaksızın sözünü söyleme imkanını sağlıyor. İsviçre, zenginse eğer bir ülkenin referandumlar yolu ile de yönetilebileceğinin bir örneğidir.
Ancak AB’nin en yoksul ülkelerinden biri olan ülkemiz Bulgaristan’da referandumlar konusu, daha çok tiyatro temsili andırıyor. Todor Jivkov’un totaliter rejiminin düşmesi üzerinden çeyrek yüzyıl geçtiyse de referandum konusu Bulgar siyasetçilerine hala rahatsızlık veriyor. 2004 yılında o dönemde dışişleri bakanı olan Solomon Pasi, Bulgaristan halkının referandum için henüz olgun olmadığı açıklamasını yaparak vatandaşlara saygısızlık etti. Bulgaristan’ın AB’ye katılıp katılmamasına dair halk oylamasının yapılması söz konusuydu. Eski totaliter alışkanlık üzerine Pasi gibi siyasetçiler bu konuda ulusal uzlaşının mevcut olduğunu iddia ederken bu iddialarını halkın AB üyeliğine verdiği desteğin yüzde 80’in üzerinde olduğunu gösteren sözde kamu oyu yoklamalarına dayandırdılar. Avrupa Birliğine 2007 yılında katılan Bulgaristan, Kıbrıs’la birlikte bu önemli konuda referandum yapmayan az sayıdaki ülkelerden biri oldu.
Günümüzde ise bu durumun tam tersini yaşıyoruz – her ağızdan referandum lafı çıkıyor. Geçen haftanın Perşembe günü Halk Meclisi, sonbaharda cumhurbaşkanlığı seçimleri ile birlikte şovmen olan Slavi Trifonov’un önerdiği referandumun yapılmasına onay verdi. Trifonov, referandum talep etmek için şart olan 400 bin imzayı toplamayı başardı. Milletvekilleri, bazıları Anayasa’ya aykırı düşen konu olarak ele alınabilecek altı konunun görüşülmesine gerek bile duymadılar. Örneğin milletvekillerinin majoriter sistemle mutlak çoğunlukla iki turda seçilmeleri gibi. Elektronik ortamda oy verme imkanının getirilip getirilmemesi de referanduma taşınacak konular arasındadır. Aynı konuda Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev’in inisyatifi üzerine geçen yılın Ekim ayında halk oylaması yapıldı. Bu konuda devlet başkanının yorumu şöyle oldu: “Ülke halkına defalarca hep aynı sorusunun sorulması rahatsızlık vericidir”. Şovmen Trifonov’un önerdiği referandumdaki altıncı soru ise doğrudan şaşırtıcıdır: “İçişleri Bakanlığı il müdürlerinin ve il müdürlüklerinde bölge amirlikleri şeflerinin majoriter sistemle mutlak çoğunlukla iki turda seçilmesini destekliyor musunuz?” sorusu halka sorulacak. Bu mantıkla örneğin Bulgaristan’ın devlet mi, yoksa sırf çoğrafi tanım mı olması gerektiği konusunda da referandum yapmak mümkün.
Ufukta işadamı Veselin Mareşki tarafından girişilen 5 sorulu bir referandum daha var. Toplanan imzaların yoklanması işlemi, sayılı günler içinde tamamlanacak. İktidardaki çoğunluk tarafından Parlamento’da bu oylamanın da yapılmasına onay verileceği açıklamaları yapıldı. Yani sonbaharda aynı gün içinde cumhurbaşkanlığı seçimi ve iki referandumun düzenlenmesi ihtimali bir hayli yüksek. Bu arada her iki referandumda aynı soru var – Meclis’te vekil sayısının 240’tan 120’ye indirilip indirilmemesi sorusu.
Evet, referandumlarla ilgili durum tiyatro oyunu andırıyor. Siyasetçilerin, bunca yıldır ülke vatandaşlarının belirli konulardaki görüşlerini duymaktan kaçınmalarının sonu budur işte. Şimdi de şovmenler ve tacirler doğrudan demokrasi ile gönüllerince oynuyorlar.
Çeviri: Tanya Blagova
Bulgaristan Radyosu 16 Şubat’ta 89. yılını kutluyor . Kuruluşundan bu yana geçen uzun yıllar boyunca çok dilli medya kuruluşumuz, bilgi kanalı olmaktan öte dünyanın dört bir köşesinde bulunan dinleyicileri ile dostluk ve gönül bağı da oluşturdu ...
Tuna nehri üzerindeki Tutrakan şehrine yakın bulunan ve korumalı alan statüsünde olan “Kalimok-Brışlen” mevkiinde bu sezon için ilk tepeli pelikan yavrusu ortaya çıktı. "BirdLife Bulgaria" Bulgaristan Kuşları Koruma Derneği tarafından yapılan..
13 Şubat Dünya Radyo Günü bu yıl iklim değişikliklerine adandı. Bu seçim tesadüf değil - 2025 yılı Paris İklim Anlaşması tarafından insanlığın küresel sıcaklık artışını yüzyılın sonuna kadar en fazla 1.5 derece ile sınırlandırmaya yönelik uzun vadeli..
Bundan t am 3 yıl önce, 24 Şubat'ta Rusya'nın Ukrayna'yı işgali başladı . B u olay, II. Dünya Savaşı'nın sona ermesinden 77 yıl sonra..