Bir Ramazan-ı şerife daha merhaba dedik... Merhaba ey şehr-i Ramazan! Bu sözlerle karşıladık kıymetli misafirimizi...
“Merhaba”, hoş, safa geldin demek. Seni görmekten memnunum, mutlu oluyorum, hanemizi şenlendirdin, yüzümüzü güldürdün demek. Onun için selâmdan sonra herhangi birine söylenmesi çok anlamlı ve güzel oluyor. Hele bir de Ramazan ayını merhaba diyerek karşılamak var, ne mutlu bizlere! Ona evimizi sunuyor, gönlümüzü açıyorsak, kesinlikle o bizim kırık döküklerimizi tamir ederek ayrılacaktır bir ay sonra. 11 aylık yoldan gelen bu kutlu misafir, gelir gelmez evlerimizi farklı bir düzene sokuyor, bir de şenlendiriyor. Mübarek Ramazan, suya muhtaç kalplerimizi sulayıp canlandırıyor.
Nasıl mı?
Seher vakti dediğimiz, bülbüllerin sevdikleri güller için ötüştüğü sabahın erken saatlerinde Ramazanın geldiğini duyuran davullar eşliğinde kalkıyoruz. Gökten bereket yağan soframızdan yudumlayarak sahurumuzu yapıyor, Allah’ı yüceltererek temcit ediyoruz. Gün boyu yeme, içme ve her türlü kötü arzu ve düşüncelerden uzak duruyoruz. Akşam güneş battığında ise bütün gün oruç tutmanın verdiği tatlı yorgunlukla iftar edip Rabbimize şükrediyoruz. Hele bir de teravih namazı yok mu... Devamlı koşan insanın ruhunu dinlendiriyor.
Eh, ne dersiniz... Var mısınız bu mübarek ayda Ramazan ile biraz daha yakından tanışmaya? Tanışıp kaynaşarak bayramlaşmaya...
İslâm dini, insana faydalı olan birçok şey gibi, ateşi de nimet olarak ele almaktadır. Çünkü ateş sayesinde insan ısınmaktadır, yemeğini pişirmektedir ve karanlıktan aydınlığa kavuşmaktadır. Böyle önemli bir nimet olan ateşi Kur’ân-ı Kerim..
Kur’ân-ı Kerim’de kendisinden söz edilen ve hatta ismini taşıyan bir sure bulunan önemli ve gizemli bir şahsiyet vardır. Lokman adını taşıyan ve hakkında neredeyse bilgi bulunmayan bu şahsiyet, Kur’ân-ı Kerim’in 31. suresi olan 34 ayetlik Lokman..
Toplumun temel yapısını oluşturan aile, toplumun düzgün bir şekilde inşası, kötülüklerden uzak ve iyiliğin hakim olduğu bir toplum oluşması, dolayısıyla insanlığın da bu çerçevede gelişmesi açısından son derece önemlidir. Bu açıdan İslâm da aileye büyük..
İslâm dini yeryüzüne çöken karanlığı yarıp insanlığa muhtaç olduğu aydınlığı göndermediği dönemde dünyaya gelerek melekleri ve insanları sevindiren nurlu..