Ancak ilim dediğimizde “İlim ilim bilmektir, ilim kendini bilmektir” türünde ilmi kastetmekteyiz. Bunu faydalı ilim olarak da ifade edebiliriz. Onun için Peygaber Efendimizden bize ulaşan başka dualarda da “faydasız ilim”den Allah’a sığındığını görmekteyiz.
Faydasız ilim, bize dünya ve ahiret hayatımızda yararı olmayacak ilimdir. Bu aslında ilim de değildir, sadece kuru bilgidir. Zira ilim, insana faydalı işler yaptırır. İlim ile amel Arapçada aynı üç harf (ayın-lâm-mim) ile yazılır, sadece yerleri değişiktir. İlim bir anlamda ameldir, amele dönüşen bilgidir. O yüzden bu dua ile Rabbimizden edindiğimiz bilgilerin faydalı olmasını ve bize sadece faydalı olacak ilmi öğretmesini istemeye teşvik edilmekteyiz.
Nitekim duada “ilmimizin artırılması” da istenmektedir. Tâhâ suresinde Allah Teâlâ Peygamber Efendimize “De ki: Rabbim ilmimi artır!” buyurmuştur. Müfessirlerden Kurtubî bu hususta “eğer ilimden daha şerefli bir şey olsaydı, Allah Teâlâ, Peygamberine ilmin artırılmasını emrettiği gibi, onun da artırılmasını istemesi emrinde bulunurdu." demiştir.
İslâm dini, insana faydalı olan birçok şey gibi, ateşi de nimet olarak ele almaktadır. Çünkü ateş sayesinde insan ısınmaktadır, yemeğini pişirmektedir ve karanlıktan aydınlığa kavuşmaktadır. Böyle önemli bir nimet olan ateşi Kur’ân-ı Kerim..
Kur’ân-ı Kerim’de kendisinden söz edilen ve hatta ismini taşıyan bir sure bulunan önemli ve gizemli bir şahsiyet vardır. Lokman adını taşıyan ve hakkında neredeyse bilgi bulunmayan bu şahsiyet, Kur’ân-ı Kerim’in 31. suresi olan 34 ayetlik Lokman..
Toplumun temel yapısını oluşturan aile, toplumun düzgün bir şekilde inşası, kötülüklerden uzak ve iyiliğin hakim olduğu bir toplum oluşması, dolayısıyla insanlığın da bu çerçevede gelişmesi açısından son derece önemlidir. Bu açıdan İslâm da aileye büyük..
İslâm dini yeryüzüne çöken karanlığı yarıp insanlığa muhtaç olduğu aydınlığı göndermediği dönemde dünyaya gelerek melekleri ve insanları sevindiren nurlu..