Ölüm haktır... Her canlı ölümü tadacaktır. Bu hakikati hiç kimse inkâr edemiyor. Allah’ın hikmeti gereği ölümü hiç bir canlı atlatamayacak, bu gerçeği aşamayacaktır. Dolayısıyla ölümü alt etmek, ölüme kafa tutmak yerine ölüm ile yüzleşmeye hazırlanmak en akıllı tutumdur.
Hiç kimsenin inkâr edemediği ölüm hakikatinden sonra ne olacağı hususunda insanlar, dinler, ideolojiler vs. farklı görüşlere sahiptir. Ama genel olarak bakıldığında dinler ölümden sonra bir hayat olduğunu kabul etmektedir, insanların çoğu da o yönde inanmaktadır. Bu da doğal bir şey, çünkü insanın özünde, doğasında sonsuz bir hayat düşünce ve özlemi vardır. Dinler bu özlemi karşılayacak yolları farklı şekillerde insanlara sunmaktadır ve bu da genellikle ölümden sonra dirilmeyle ilgilidir. Ancak ölüm sonrasında yaşanacaklar konusunda dinlerin farklı yorumları söz konusudur.
Allah’ın insanlığa gönderdiği son mesajın ortaya koyduğu İslâm dini de ölümden sonra bir hayat olduğunu, bunun kabir hayatı, kıyamet sahneleri, mahşer günü, cennet ve cehennem hayatı olarak yaşanacağını öğretmektedir ve genel anlamıyla bütün bunları ahiret günü olarak adlandırmaktadır. Her Müslüman bunları, kaynağın Allah’ın vahyi olan bilgiler ve hakikat olarak kabul etmektedir, can u gönülden inanmaktadır. Dünyadaki geçici hayatını da buna göre dizayn etme gayret ederek ebedî ahiret hayatını saadet içerisinde geçirmeyi arzu etmektedir. Bunun yolunun da iyi bir dünya hayatından, bugünü Allah’ın rızasına muvafık olarak yaşamaktan geçtiğini bilmektedir. Zira “dünya ahiretin tarlasıdır” sözleri her gün kulaklarında çınlamaktadır.
1878 yılının Temmuz ayında 10. Rus-Türk Savaşı’nın ardından yapılan Berlin Kongresi’nde Balkanlar’daki Bulgar nüfusunun yaşadığı topraklar, beşe bölündü . Kuzey Dobruca , Romanya’ya verilirken Niş Sancağı nı Sırbistan aldı. Tuna nehri ile Stara..
Allah’ın, her şeyi bilen anlamındaki el-Alîm ve kendisinden habersiz hiçbir şey olmayan anlamına gelen el-Habîr isimlerinin tecellisi olarak yaratılan varlıkların en şereflisi olan insanın bilgi edinmeye ve paylaşmaya, haber alıp vermeye özel bir..
Rusenski Lom nehri vadisinin tepelerinde, Bulgaristan’ın en etkileyici manevi merkezlerinden biri saklıdır. Burada, 13. yüzyılda “Az. Arhangel Mihail” (Başmelek Mikail) İvanovo kaya manastırının bir parçası olarak inşa edilmiş, nehrin iki kıyısında..