İslâm dini, eğitime çok büyük önem vermektedir. Çünkü potansiyel olarak güçlü bir şahsiyete sahip olan insanın şahsiyetini inşa etmesi, özünü koruması, değerlerle donatılarak toplumun değerli bir ferdi olması eğitimle olur. İslâmiyet, eğitimi yalnızca bilgi aktarma olarak görmez, bunu eğitim sürecinin bir parçası olan öğretime yükler. Öğretimin ötesinde ise insanın kalbini ve ahlâkını inşa eden bir süreç olarak görür.
İslâm'ın eğitim ve öğretime ne kadar büyük önem verdiğinin en önemli delili, Kur'ân'ın "Oku!" ayetiyle başlaması, ondan hemen sonra da kalem ve yazıya yemin etmesidir. İlk vahiy olan “Oku!” emri, ilim öğrenmenin ve düşünmenin Müslüman için ne kadar temel bir görev olduğunu gösterir. Ancak İslâmî bakış açısında eğitim, kuru bir bilgi yığını değil; adalet, merhamet, doğruluk, sabır ve emanete riayet gibi insanî değerlerle bütünleşmiş bir hayat yolculuğudur.
Kur’ân’da ve Hazreti Peygamber’in (s.a.s.) sünnetinde, ilmin hikmet ve güzel ahlâk ile birlikte anılması dikkat çekicidir. Peygamber Efendimiz, "Ben muallim/eğitimci olarak gönderildim" ve “Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim” buyurarak eğitimin önemine işaret ederek aynı zamanda eğitimin en yüce amacının insanın ahlâkını güzelleştirmek olduğunu ortaya koyar. Bu bağlamda gerçek eğitim, ferdi sadece meslek sahibi yapmaz; onu kul hakkına riayet eden, topluma faydalı, sorumluluk sahibi bir şahsiyet hâline getirir.
İslâmî perspektifte eğitimin gayesi, insanın Rabbini tanıması, yaratılış amacını idrak etmesi ve bu bilinçle hayatını şekillendirmesidir. Böylece eğitim, hem ferdî gelişme ve olgunlaşmayı hem de
toplumsal huzuru tesis eder. İnsanî değerlerle yoğrulmuş bir eğitim anlayışı, bireyi bilgiyle donatırken kalbini de iman, adalet ve merhametle aydınlatır.
Bu düşüncelerle 2025-2026 eğitim-öğretim yılının yüzbinlerce çocuk ve gencimize hayırlı olmasını diliyor, bereketli bir eğitim yılı niyaz ediyorum.
İslâm dini, insana faydalı olan birçok şey gibi, ateşi de nimet olarak ele almaktadır. Çünkü ateş sayesinde insan ısınmaktadır, yemeğini pişirmektedir ve karanlıktan aydınlığa kavuşmaktadır. Böyle önemli bir nimet olan ateşi Kur’ân-ı Kerim..
Kur’ân-ı Kerim’de kendisinden söz edilen ve hatta ismini taşıyan bir sure bulunan önemli ve gizemli bir şahsiyet vardır. Lokman adını taşıyan ve hakkında neredeyse bilgi bulunmayan bu şahsiyet, Kur’ân-ı Kerim’in 31. suresi olan 34 ayetlik Lokman..
Toplumun temel yapısını oluşturan aile, toplumun düzgün bir şekilde inşası, kötülüklerden uzak ve iyiliğin hakim olduğu bir toplum oluşması, dolayısıyla insanlığın da bu çerçevede gelişmesi açısından son derece önemlidir. Bu açıdan İslâm da aileye büyük..