Dua, ibadetin özüdür. Dua, Allah’tan samimiyetle istediğimizde geri çevrilmeyen talebimizdir.
Allah’a çokça dua etmeliyiz. Ondan bolca ilim, irfan, sağlık, hoşluk, güzellik ve rızık istemeliyiz. O, isteyeni boş çevirmez.
Dua, Türkçe olarak da yapılabilir, fakat Kur’ân-ı Kerim ve Peygamber Efendimiz tarafından bizlere öğretilenleri Arapça olarak dasöylersek daha iyi olur. Arapça duaları anlamını da düşünerek dua ve niyazdabulunursak, bir taşla birkaç kuş vurmuş oluruz.
Şifâü’l-Kulûb olan Peygamber Efendimizin dilinden dökülen sırlı dualardan olup yapabileceğimiz güzel dualardan biri de şudur: “Allah’ım! Kalplerimizi birleştir, aramızı ıslah et, bize kurtuluş yollarını göster, bizi karanlıklardan aydınlığa çıkar, bizi açık ve gizli tüm türlü çirkinliklerdenuzaklaştır. Bize kulaklarımızı, gözlerimizi, kalplerimizi, eşlerimizi ve neslimizi mübarek eyle. Tövbelerimizi kabul eyle, şüphesiz ki sen tövbeleri çok kabul edensin, çok merhametlisin. Bizi nimetlerine şükredenler, nimetlerinle seni övenler, verdiğin nimetleri kabul edenler eyle ve bize nimetlerin devamını ihsan eyle.”
İslâm dini, insana faydalı olan birçok şey gibi, ateşi de nimet olarak ele almaktadır. Çünkü ateş sayesinde insan ısınmaktadır, yemeğini pişirmektedir ve karanlıktan aydınlığa kavuşmaktadır. Böyle önemli bir nimet olan ateşi Kur’ân-ı Kerim..
Kur’ân-ı Kerim’de kendisinden söz edilen ve hatta ismini taşıyan bir sure bulunan önemli ve gizemli bir şahsiyet vardır. Lokman adını taşıyan ve hakkında neredeyse bilgi bulunmayan bu şahsiyet, Kur’ân-ı Kerim’in 31. suresi olan 34 ayetlik Lokman..
Toplumun temel yapısını oluşturan aile, toplumun düzgün bir şekilde inşası, kötülüklerden uzak ve iyiliğin hakim olduğu bir toplum oluşması, dolayısıyla insanlığın da bu çerçevede gelişmesi açısından son derece önemlidir. Bu açıdan İslâm da aileye büyük..
İslâm dini yeryüzüne çöken karanlığı yarıp insanlığa muhtaç olduğu aydınlığı göndermediği dönemde dünyaya gelerek melekleri ve insanları sevindiren nurlu..