Allah’ın, her şeyi bilen anlamındaki el-Alîm ve kendisinden habersiz hiçbir şey olmayan anlamına gelen el-Habîr isimlerinin tecellisi olarak yaratılan varlıkların en şereflisi olan insanın bilgi edinmeye ve paylaşmaya, haber alıp vermeye özel bir ilgisi vardır. Çünkü bilgi ve haber hakikatle ilgili hususlardır, hakikat arayışı sürecinin parçasıdır. İnsan da özü itibarıyla hakikate aşık ve müştak olduğu için bilgi ve haber konusunda hassastır.
İnsan hayatının her alanını kuşatan hükümler koyarak düzenleme getirerek fert ve toplumun huzurunu sağlama amacı güden İslâm dini, bu bakımdan doğru bilgi ve haber edinme ve paylaşma konusu üzerine durmuş, belirli ilke ve kurallar koyarak bilgi karışıklığı ve kirliliğinin önüne
geçmeyi hedeflemiştir. Bu ise insan aklının zararlı bilgilerden, şeref ve haysiyetinin de zedelemeden korunmasını sağlamaktadır.
İslâm dini, insanlarda doğru bilgi ve haber bilincini geliştirmek amacıyla Kur'ân-ı Kerim'in Hucurat suresinde şu uyarıda bulunmaktadır: "Ey iman edenler! Bilmeden birilerine zarar verip de sonra yaptığınıza pişman olmamanız için, fâsık birinin, yoldan çıkmışın biri size bir haber getirdiğinde doğruluğunu araştırın."
Haberin doğruluğunu araştırma hususundaki bu hassasiyete Peygamber Efendimiz, haberi paylaşma ile ilgili de hassasiyet gösterilmesi gerektiğini hatırlatmıştır. Bu bakımdan Efendimiz aleyhisselâmın şu sözleri kulağımıza küpe olmalıdır: "Her duyduğunu söylemesi/paylaşması kişiye yalan ve günah olarak yetip artar".
İslâm dini, insan dünya ve ahiret saadeti ve huzuru, özellikle de ölümden sonra başlayan ve sonsuz bir hayat olan ahirette kurtuluş, güzel bir hayat ve yüce makamlar sağlamaktadır. Bunun gerçekleştirebilecek imkânları Allah Teâlâ insana sunmaktadır. Ama..
İslâm dini, insana faydalı olan birçok şey gibi, ateşi de nimet olarak ele almaktadır. Çünkü ateş sayesinde insan ısınmaktadır, yemeğini pişirmektedir ve karanlıktan aydınlığa kavuşmaktadır. Böyle önemli bir nimet olan ateşi Kur’ân-ı Kerim..
Kur’ân-ı Kerim’de kendisinden söz edilen ve hatta ismini taşıyan bir sure bulunan önemli ve gizemli bir şahsiyet vardır. Lokman adını taşıyan ve hakkında neredeyse bilgi bulunmayan bu şahsiyet, Kur’ân-ı Kerim’in 31. suresi olan 34 ayetlik Lokman..